ATA uçağı karla kaplı Anadolu'nun üzerinden, Güneydoğu'ya doğru uçuyordu. Devlet Bakanı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ "Bakanlıklarını ilgilendiren konularda" Başbakan'a bilgi sunuyorlardı. Bu sırada uçakta "kahvaltı servisi" başladı. Biz kahvaltı yapmak yerine "soru sormayı, not almayı" tercih ettik: - Sayın Başbakan... Partinizde demokrasi var mı?.. Parti içi demokrasi işliyor mu? Başbakan çatalı, bıçağı bırakıp bize döndü: - Siyasi partiler içinde bunu en iyi işleten ve oturtan partiyiz.
***
Recep Tayyip Erdoğan: - Yetkiyi tabana yaydık... Bunu bütün seçimlerde yaptık... Başarımızı buna borçluyuz... Ana felsefemiz şu: Her konuda danışacaksın, istişare edeceksin, başkasının görüşünü alacaksın.
***
Yerel seçimler yaklaşıyor. AK Parti aday belirlerken "yöntemi" ne olacak? "İç demokrasi" nasıl işleyecek? Tayyip bey: - Alt kademelere yetki ve sorumluluk birlikte verildi... Belde belediye başkan adaylarını onlar belirleyecek... Belediye meclisi üyelerini de... Biz ise hakem olacağız... Bunu hiçbir parti yapmadı.
***
- İlçe ve il başkan adaylarını genel merkez belirleyecek. - Evet. - Belli olan var mı? - Henüz erken. - Sayın Başbakan... Biz size iki AK Parti'linin adını vereceğiz... Biri, şu andaki Çorum Belediye Başkanı... Onun yeniden adaylığı kesin. Tayyip bey gülmeye başladı: -Doğru... 2003'te seçildi... Bir yıllık başkan... Başarılı...Yine adayımız o. Tayyip bey sordu: - Vereceğiniz ikinci isim kim? - Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki... Gittik, gördük... Başarılı... Belli ki, adayınız yine Özhaseki. Tayyip bey yine güldü: - Mehmet bey çok başarılı uygulamalar yaptı... Kaynağı çok iyi kullandı... Hizmet üretti... Kayseri halkı tarafından seviliyor... Kayseri iftihar edilecek, örnek gösterilecek bir şehir.
***
- Sayın Başbakan... Biz size iki isim söyledik... Şimdi de sizden iki isim söylemenizi rica ediyoruz. Uçakta bütün gözler Başbakan'a dikildi. Acaba "hangi isimleri verecek" diye. Ve Tayyip bey konuşmaya başladı: - Siz bana iki isim söylediniz... Ben size daha fazlasını söyleyeceğim. - Dinliyoruz. - Eğer partimize mensup bir belediye başkanı, görev yaptığı kentte halkın yüzde 50'sinden fazlası tarafından seviliyor ve yeniden isteniyorsa... Halkın yüzde 50'den fazlasının memnuniyeti söz konusuysa... Fevkalade bir şey olmadıkça, yeniden aday tercihine gitmeyeceğiz... Halkın yüzde 50'sinden fazlasının sevdiği başkanımızı, yeniden aday göstereceğiz... Ama fevkalade bir şey olmadıkça dediğimi de unutmayın.