Frankfurt Belediye Sarayı'na gittik ama... Biraz zor gittik... Zira, belediyenin önündeki büyük meydanda "gösteri" vardı. Göstericiler "öğrenciler." Ellerinde pankartlar. Göstericilerin arasına karıştık. Gazeteci olduğumuzu öğrenince, bizimle resim çektirdiler. "Önümüzde" de pankart. Pankartta "şunlar" yazılı: "Eğitim sadece zenginler için mi?"
***
Mitingde "kavga, gürültü... Vurdu, kırdı" yok. "Slogan" bile yok. Sadece "herkesin elinde birer düdük." Bildiğimiz "bekçi düdüğü." Herkes "düdük çalıyor." Türk olduğumuzu öğrenince, herkes düdüğünü gösterdi. Zira bütün düdükler "Made In Turkey."
***
Belediye'ye girer, girmez "biraz da mitingcilerin etkisiyle" yetkililere "pankarttaki yazıyı" tekrarladık: - Eğitim sadece zenginler için mi? Ve karşılığında bir "brifing" aldık. Bize söylenen "özetle" şunlar: - Üniversite, dört yıl süreyle parasız... Öğrenci bir yıl geç bitirebilir... Beşinci yıl da parasız... Ama beş yılda da üniversiteyi bitiremezse... Her sömestr için 500 euro ödemek zorunda... Eskiden, üniversiteyi on yılda da bitirse, hiç para ödemiyordu... Ama artık ekonomik kriz var... Almanya kemer sıkıyor... Tembel öğrenciye prim veremeyiz.
***
Belediyeden ayrıldığımızda "düdüklü miting" devam ediyordu. Birkaç gösterici yanımıza yaklaştı. İçlerinde Türkler de vardı. "Sorunlarımızı... Parasız eğitim isteğimizi onlara söylediniz mi" diye sordular. "Söyledik" dedik:
- Ya üniversiteyi beş yılda bitirirsiniz... Ya da... Her sömestr için 500 euro verirsiniz... Bedava eğitim isteğinize sıcak bakılmıyor. Ve herkes aynı anda birden başladı: - Düüüt... Düt, düt, düt... Düüüt.