Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin üye olması davası, AK Parti'nin ve Tayyip Erdoğan'ın ürettikleri bir proje değildir. Bu 47 yıldır süren bir bayrak yarışıdır.
Türkiye'de enflasyonun düşmesi, ihracatın artması, YTL'nin istikrarını koruması ne AK Parti'nin, ne de Erdoğan'ın şahsi meseleleridir.
"Kürt Sorunu" sorun olmaktan çıkar ve "Bölücü terör"den soyutlanırsa, bu Türkiye'nin nefes almasını sağlayacaktır.
Bazı siyasi görme özürlüler bu konulardaki olumlu gelişmelere destek olmakla, "İktidardan yana olmak" olgularını karıştırıyorlar.
"Bekleyin. Altı ay sonra ekonomik kriz nasıl olsa patlar" diyerek ne muhalefet olunabilir, ne de siyasette bir yere gelinir.
Siyasette hüner, eğer bir iyiye gidiş varsa bunu daha ileri götürmenin yollarını gösterip, "Bunu ancak biz yapabiliriz" demektir.
Bir ülkede siyasi ve ekonomik istikrar varsa, bunun yararını o ülkenin insanları paylaşır. Bundan üzüntü duymak siyasete düşmez.