Kasırganın vurduğu Amerikan kenti New Orleans'ın görüntülerini televizyondan, gazetelerden, internetten izlerken şaşırıyorum.
Bu görüntüler, dünyanın en gelişmiş, en organize, en güçlü ülkesine ait olamaz.
Pasifik Okyanusu'ndaki tsunaminin dalgaları Hindistan'ı, Endonezya'yı, Sri Lanka'yı, Tayland'ı vurduğu zaman da aynı görüntüler gelmişti. Atlantik'te kopan kasırga da Amerikan kentinde aynı görüntülere neden oldu.
İşte bunun adı "İlahi Sosyal Adalet"tir.
Doğa yıkmaya karar verince, ne güç, ne refah düzeyi bir işe yarıyor. Devletler de, insanlar da, tıpkı ölüm karşısında oldukları gibi, doğa karşısında da eşit ve çaresizler.
Kitleler aç ve çaresiz oldukları zaman, aynı reaksiyonları veriyorlar. Düzen kalmıyor, yağmalar başlıyor, can pazarına kargaşa egemen oluyor.
Bu durumu ibret içinde izlemek ve dersler almak gerekirken Arapça yayın yapan bazı köktenci internet sitelerinin ve basınının, Katrina Kasırgası'nın, "ABD'ye karşı cihat eden mücahitlere yardım için Allah tarafından yaratıldığı" görüşünü seslendirdikleri görüldü..
Kuveyt'te yayınlanan El Siyasa gazetesinde Kuveyt Dini İşler Araştırma Merkezi Başkanı Muhammed Yusuf El Malayfi imzasıyla çıkan makalede de, "Katrina teröristi, Allah'ın askerlerinden biri, ancak El Kaide üyesi değildir. El Kaide üyesi kötü teröristlere karşılık, kasırga kutsal inancın hizmetinde iyi teröristtir" görüşü dile getirilmiş.
Bu tür saçmalıklara hâlâ inanan insanların bulunduğunu pek sanmıyorum.
Bu mantık geçerli olsa, Saddam'ın Kuveyt'i işgal edip yağmalatmasının hangi ilahi dürtü sonucu gerçekleştiğinin de araştırılması gerekirdi. Ya da yoksul Bangladeş'i her yıl vuran sellerin, çaresiz Afrika'daki kuraklıkların, coğrafya farkı gözetmeyen depremlerin, hangi kutsal inanca hizmet ettikleri mi araştırılmalıydı?
Bence New Orleans Felaketi'ni yaşayan Amerika'nın yöneticileri, bu olaydan şu dersi almalılar:
- Doğal felaketler insanlığı yeterince perişan ediyor. Kuşaklar boyu çabayla kurulan kentler, uygarlık ürünleri bir anda yok oluveriyor. İnsanlık, çabasını yıkmaya değil yapmaya, yıkılanları onarmaya yönlendirmelidir. Doğa karşısında bütün insanlığın, milliyet, servet, güç farkı olmaksızın eşit konumda bulunduğunun bilincine varılmalıdır. Sadece güçlü olmak ne haklılığı ne de mutluluğu getiriyor. Çünkü kendisini en güçlü olarak görenlerin de doğa karşısında karınca kadar güçsüz olduklarını, New Orleans'daki tablolardan bir kez daha gördük.
Gidip gördüğüm, güzel vakitler geçirdiğim büyüleyici New Orleans'ın bugünkü halini yüreğim yanarak izlerken, tüm kentlilere ve Amerikalılar'a "Geçmiş olsun" diyorum.