Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Mevlana'yla imtihanımız sürüyor!

Çok yaygın bir fikirdir.
"Shakespeare nasıl Batı'da müfredata giriyorsa, Mevlana da İslam dünyasındaki okullarda her seviyede okutulmalı ve böylece popüler kültür içinde sağlam bir yer edinmeli" denir.
Tamam, niyet iyidir, güzeldir de...
Bu fikir tutarlı mıdır acaba?
Seküler hayatlarına manevi bir "tat" katmayı sevenler...
Onu sadece çok büyük bir şair olarak görenler...
Veya mesela Elif Şafak veya Sinan Yağmur okuyup aşka geldiğine inananlar bunu söylüyorsa...
Üzerinde durulmamasını anlarım.
Ama o kadarla kalmıyor...
Bu yaklaşım toplumbilim ve ilahiyat çevrelerine de sirayet etmeye başladı.
Şu sıralarda bir uluslararası sempozyum için ülkemizde bulunan Malezyalı değerli toplumbilimci Dr. Seyid Ferit el Attas gibileri de bu tezi öne sürüyorsa mesela...
Bu fikri ciddi bir tartıya vurmanın vakti gelmiştir.


***

Neden tutarlılık noktasını vurguladığımı merak ediyorsanız, söyleyeyim.
Bu denkleştirme baştan aşağı tutarsızdır.
Shakespeare ne fikir adamıdır, ne de alim veya sufi.
Bir yazardır. Hayatıyla değil, piyesleri ve soneleriyle tanınır.
Oysa Mevlana'nın hayatı başlı başına bir "yapıt"tır.
Ve yapıtları onun ilmine, irfanına ve Kur'an'a açılan "kapı"lardır!
Mevlana elbette İslam ülkelerinde müfredata girmeli. Ama nasıl? Bu sorunun cevabını Batı'nın Shakespeare tecrübesine bakarak bulabilir miyiz? Hiç sanmam.

***
Mevlana'yı popüler kültüre mal etmeye gelince... Bunun nasıl bir şey olduğunu doğrudan test edebileceğimiz bir ülkede yaşıyoruz.
Son zamanlarda Facebook ve Twitter'da etrafa en ağır hakaretleri yağdıranların; herkese ırkçı yaftalarla saldıranların profil bilgilerine bakınca "Kırk yıldır Mevlana'nın eşiğinde yatıyorum" gibi laflarla karşılaşıyorum.
İçimden hiç gülmek gelmiyor!
Postmodern darbecilerin 90'ların sonunda yaptıkları bir eğitim konferansında okullarda "Mevlana felsefesi" okutulmasının yararlı olacağı tavsiyesini de hatırlıyorum.
Etrafındakilerin Mevlana'yı iyi bildiğine inandığı ve hitabetine hayran olduğu "önemli" birinin onu Nasreddin Hoca ile Ömer Hayyam karışımı bir tarihi kişilik olarak anlattığına da şahidim.
Daha neler neler!
Mevlana otoparkı, Mevlana Dershanesi konularına hiç girmiyorum.

***
Peki ne yapmalı?
Bana sorarsanız, bir başlangıç olarak...
Bir süre "Mevlana hakkında yüksek sesle konuşma" orucu tutmak bile yararlı olabilir.
Çünkü hikmet gelenekleri ve bilgisiyle popüler kültürü birbirine yaklaştırmak uçurumun kıyısında yürümeyi andırıyor.
Hep tetikte, hep özenli olmak da herkesin harcı değil!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA