Biliyorsunuz, damak tadına ve insanlığın mutfak kültürüne çok önem veriyorum.
Fakat şu "gourmet"lik denen şey var ya...
Ölçüsüzce haz tapınmasına dönüştüğünde asabımı bozuyor.
Buyurun, Vedat Milor'dan pek taze bir örnek size.
Milor ünlü İspanyol restoranı Can Roca'nın fırında kuzularını çok sevmiş. (Milliyet, 29.05.2011)
Fakat bir yandan da bizde böyle körpe kuzu bulmak imkânsız diye hayıflanıyor: "Çünkü bu kadar minik kuzuyu kesmek geleneklerimize ve kâr-zarar hesaplarımıza aykırı!"
Pes vallahi!
"Kâr-zarar hesaplarımız" denilip geçilecek kadar basit mi?
Keşke değil körpesi, bütün kuzular kesilmese!
O tattan da mahrum olalım, ne olur!
Aslında "gourmet"lik dediğimiz şey de bir tür oburluk; damak tadı oburluğu! Hatta kimi zaman pek vahşi bir tat fetişizmi!