Bizim bazı heyecanlı arkadaşlarımızın günlerdir iddia ettiği gibi...
Wikileaks'in "Dünyada güç dengelerini değiştiren belgeler sızdırdığı" doğru mu? Hayır! İlgisi yok!
Devletlerin ve şirketlerin kapalı kapılar ardında kurdukları düzeni alaşağı edecek devrimin ilk ateşini mi yaktı? Tartışılır!
Son diplomatik dedikodu belgelerini bir yana bırakın, daha önce açıkladıkları Afganistan ve Irak'la ilgili kirli savaş belgeleri bile bilinmedik ve yeri yerinden oynatacak şeyler değildi.
O halde biraz daha derinden bakıldığında Wikileaks'in şu ana kadar yaptığı ne?
Şantaj!
***
Dikkatinizi çekerim..
Asla
"komplocu" bir mantıktan kalkarak söylemiyorum bunu...
Dün
Assange'ın İngiliz polisine teslim olmasına kadar uzanan gelişmelerin somut manzarasından kalkarak söylüyorum...
Baştan alalım.
Açıklanan Afgan ve Irak belgeleri Wikileaks'in elinde neler bulunduğuna dair işaret fişeğiydi.
Bu fişek kamuoyu için mi yakılmıştı, yoksa başta ABD olmak üzere dünyayı yönlendiren güçler için mi?
Eğer Wikileaks kamuoyunun özgürlüğünü düşünüyor idiyse...
Kasım'daki açıklamalarda
devletler ve şirketlerle ilgili en azından birkaç sır dökücü ve sarsıcı belge olması gerekmez miydi?
Oysa döküle döküle diplomasinin yaldızı döküldü.
***
"Elimizde binlerce belge var, açıkladıklarımız bunun yüzde onu bile değil" demek, ister istemez o yüzde onu tartışılır kılar.
O zaman sorarsınız, bu yüzde onun neresinde özgürlükçülük diye?
Sorarsınız, neden bazı adların üzeri kapatılmış, neden bazı adlar ortaya sere serpe atılmış diye? Hani saydamlık?
Sonuç olarak hiç uzatmadan kabul etmeliyiz ki...
Wikileaks'in varlığı
"açıklamak"tan çok,
"açıklarım ha!" tehdidi üzerine kurulu.
Şimdi Assange'ın gidip polise teslim olması bu durumun yeni ve belki de bir tür
pazarlık aşaması...
***
O halde soru şu...
Wikileaks kamuoyunun özgürlüğü için değilse, kimin için yayın yapıyor ve kime karşı?