YALNIZCA elektrik değil, ışığın her türlü kullanımından rahatsız olan Abdülhamit, mahyacıları da saraya çağırmakta ve kimin, hangi camiye, nasıl bir mahya kuracağını denetlemektedir.
Uygun görülmeyen mahyalar sansüre uğrayıp ustaları azarlanmaktadır!
Tarih Baba diyor ki...
İslamiyet'in egemen olduğu kentler arasında yalnızca İstanbul'a özgü olan mahya sanatının hangi tarihte başladığı kesin olarak bilinmemekte. Kandillerle iki minare arasına gerilen halatlara yazı yazma sanatının ilk ustalarından Urfalı Abdullah Efendi' nin 1598'de öldüğü, elimizde konuyla ilgili en eski tarihi bilgidir.
Minareler eklendi
Önceleri kandil ve bayram gecelerinde kurulan mahyalar, halkın ilgisi üzerine 1721'den sonra Ramazan ayının bütün gecelerine yayılır. Tek minareli camiler de aydınlanmaktan geri kalmaz. Örneğin, Davutpaşa Camisi'nin minaresi ile kubbesi arasına mahya kurulurdu. İstanbullular öylesine sevmişlerdi ki aydınlanmayı, Eyüp Sultan camisinin iki minaresi mahya için kısa kalırken birer şerefe daha uzatılır. Üsküdar İskele Meydanı' nda bulunan Mihrimah Sultan Camisi'ne de, halkın mahya isteğinden dolayı ikinci bir minare yapılır.
Yelkenli gemi Kuran'da resmi yasaklayan herhangi bir buyruk yoktur ama zaman içinde her türlü hareketli, canlı tasvir put yerine konulup, günah sayılır. Bu bağnazlık, İstanbul'da, iki minare arasına resim yapılarak kırılır! Mahyalarda, Ramazan ayının ilk on beş gününde yazılar göze çarparken, sonraki günlerde resimler boy gösterir. Minareler arasına kuş, çiçek, elma, köprü, saltanat kayığı, yelkenli gemi, cami, şemsiye, çorba kasesi ve şadırvan resimleri çizerlerdi mahya ustaları. Hem de, Prometheus' un Tanrılardan çalıp insanlara verdiği, Türklerin İslamiyet'ten önceki dinlerinden biri olan Şamanizm sembolü ateşi kullanarak!..
Beyazıt' tan Galata'ya
Prof. Dr. Süheyla Ünver, Tarih Dünyası dergisinin 30 Haziran 1950 tarihli sayısında mahya ustası Ahmet Efendi'nin defterinde yer alan çizimleri yayınlar. Yanlarında kullanılacak ip ve kandil sayılarının da yazılı olduğu resimler arasında Kızkulesi de vardır. İstanbul'un diğer kuleleri tek mahyanın Beyazıt ve Galata kuleleri arasında ışıldadığını söyleyebiliriz.