Basın ve tiyatro dünyasının saygın ismi Seçkin Selvi ablamızın başına gelenleri yazmıştım dün. Genç yaşta yitirdiği evladının öldüğünü kanıtlayan raporu alamamıştı hani. Bu yüzden bankalar " yaşıyor muamelesi " yapıp faizli borcun taksitlerini istiyordu hani merhumdan. Sonra da raporu 2 aydır düzenlemeyen Adli Tıp Kurumu yetkililerine sitem etmiştim.
Derhal halledin!
Bunca iş güç ve AB gerilimi arasında Adalet Bakanı Cemil Çiçek okuyup çok üzülmüş bu duruma. Hemen basın müşaviri Rüçhan Akıncalı'yı çağırıp talimat vermiş. "Derhal halledin Seçkin Hanım'ın sorununu" demiş.
Akıncalı, hem işinden dolayı çok sevdiğim, hem de Pertevniyal Lisesi'nden tanıdığım, saydığım bir abimdir. Eksik olmasın sırf bakan talimatıdır diye değil, yufka yürekli bir gönül adamı olarak da aramış hemen.
Akıncalı, Adli Tıp Başkanı Keramettin Kurt hocamızı aramış ve şöyle bir konuşma geçmiş aralarında:
- Sayın başkanım Savaş Ay'ın yazısını okudunuz mu?
- Okudum ve çok üzüldüm. Hemen gereğini yaptırdım ve ölüm raporunu Kadıköy Başsavcılığı'na gönderdim. Senin de bildiğin gibi bu tarz ölümlerde kılı kırk yarıyoruz. Tetkikler normalde bir ay alıyor. Ama ondan sonrası bir yanlışlıktır olmuş.
- Sağ ol başkan. Sayın Bakanımız Cemil Bey de çok hassasiyet gösterdi konuya.
- Bugün bir de faksla yolladık ki, daha fazla zaman kaybı olmasın. İnan ki hepimizi üzdü bu durum.. Nasıl özveriyle çalıştığımızı biliyorsunuz Rüçhan Bey. Sakınan göze çöp batıyor bazen. Mahcup olduk. Hepimiz güne üzüntülü başladık bugün.
Buruk sevinç
Bu haberi alınca hemen Seçkin Abla'yı aradım ve gelişmeyi bildirdim. Buruk bir sevinç yaşadı o da. İnşallah bir daha böyle şeyler olmaz, kimsenin başına böyle şeyler gelmez.
Bu arada sayın Cemil Çiçek bakanımıza da sevgilerimi iletiyor, gösterdiği duyarlılık ve yakın ilgiye teşekkür ediyorum.