Üniversiteli yeğenim dedi ki; "Dayı sen öğrenci gençliğin Güzin Ablası oldun sanki. Köşende ikide bir şu fakültenin, bu üniversitenin dertleri, sorunları. Gelen mailler, mesajlar falan. Öğrenci milletinin derdi bitmez ki. Hem sen ne yazarsan yaz, herkes bildiğini okuyor."
Sonra da gözümün ta içine içine bakıp fısıldadı: "Kendi dertlerin dışında herkesin hangi meselesi varsa çözüyorsun da bir tek kendine faydan yok!" Ardından da gevrek gevrek gülüp uzaklaştı kerata.
Nazire olsun diye
Onun şakayla karışık söylediği bu sözlerde haklılık payı var elbet. Ama olsun. Bu köşeleri bize kendi muhabbetimizi kurmak için emanet etmediler ya. Hem başta yüksek öğrenim gençliği olmak üzere, tüm talebe milletinin tasasını, sıkıntısını umumi efkara yayacak çok az zemin var. O zaman helali hoş olsun deyip, sütunumuzu yine gençlerin feryadına ayıralım. Ben çok bilmiş yeğene nazire yaparken, size de yepisyeni şikayet notları sunalım. İlk mektup Sakarya dolaylarından. Bakın nasıl sıkıntılar varmış oralarda:
Akyazı dolayları
"Sevgili Savaş Abi
Biz Sakarya Üniversitesi Akyazı Meslek Yüksek Okulu öğrencileriyiz. Köşende öğrencilerin sorunlarını yazdığını bildiğimiz için sorunumuzu seninle paylaşmak istedi. Abi bizim derdimiz Akyazı halkı... Çünkü burada istenmiyoruz . Akyazı'da ev tutmaya kalkınca önce öğrenciye ev vermek istemiyorlar verseler de çok ağır şartlar getiriyorlar: Arkadaş getirmek yok, sigara içmeyin gibi.
'Değerimiz büyük'
Bu şartları kabul ettik diyelim ama kirayı kişi başına hesaplıyorlar evde kaç kişi kalacağımızı onlar belirliyor. Kiralar 75 milyon ve üzerinde kişi başı olarak... En az 4 kişi kalmak gerekiyor, o zaman da en düşük kira 300 milyon oluyor. Kişi sayısı arttıkça kira da aynı oranda artış gösteriyor. Aslında onlar için ne kadar değerli olduğumuzu bilmiyorlar onun için istenmiyoruz.
'Kötü kız' yalanı
Akyazılı gençler akşam üniversitedeki arkadaşlarımızı sokakta gezerken görünce 'Niye geziyorsun burada' diye hırpalıyorlar. Öğrenci yurtları çok berbat durumda ; kalınacak bir yer değil
ama ona rağmen çok pahalı, yaptıkları yemekler yenecek durumda değil ve emin olun ki devlet bu yurtları kontrol etmiyor . Bazı duyarsız ve cahil kişiler de kız arkadaşlarımızın çoğuna (kusura bakma abi ama gerçek bu) potansiyel 'kötü kız' olarak bakıyorlar ve o biçimde davranmaya çalışıyorlar.
'El at abi!..'
Anlayacağın abi, burada çok zor şartlarla okumaya çalışıyoruz. Ama bazı insanları ayırmak gerekiyor. Çünkü halkın çok az kısmı öğrencilere iyi davranıyor; onları diğerleri ile aynı kefeye koymamak lazım ama bu kişiler üç beş kişiden ibaret. Bu konuyu daha önce belediye başkanına da ilettik, ama değişen bir şey olmadı. Artık son bir şans sana sığındık abi... Lütfen bu konuya köşende ufak da olsa bir yer ver belki bazıları bu yazıyı okur ve bir şeyleri düzeltmeye başlarlar. Şimdiden teşekkürler abi, iyi çalışmalar.
Akyazı Meslek Yüksek Okulu Öğrencileri."