Yukarıdaki mektubun içimi daralttığını söylemeliyim. Daha bunun sıkıntısı geçmemişken bu kez Dokuz Eylül Üniversitesi civarından tatsız haberlerle dolu bir mail geldi. Haydi bunu da okuyun ve görün bakın neler neler oluyor da kimseciklerin kılı kıpırdamıyor.
"Sevgili Savaş Ay... Ben Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğrenciyim.
Gasp olayı
Okulumuzda iki gün üst üste, kampus içindeki tuvalette ve okuldaki D Blok derslik binasında gasp olayı yaşandı. Bu benim basımdan geçen bir olay değil. Ben örgün öğretimdeyim. İkinci öğretimde okuyan arkadaşlarımız gasp edildi.
Okulun güvenlik sorununu okul yönetiminin dikkate aldığı yok.. İsteyen istediği gibi okula elini kolunu sallaya sallaya girebiliyor. Derslerde alınan yoklamalar için bir dijital kartımız var okuldaki binaların kapı girişlerinde. Ama kampus girişinde olmadığı için isteyen istediği gibi giriyor. Kapıdan girerken kimlik soran yok.
'Bu nasıl iş abi?'
Kampusumuzun içindeki genel tuvalette gasp olayı yaşandı ama okul yönetiminin bu olayı pek ciddiye almadığını görüyoruz.. Sanki güvenliğimizden sorumlulukları yokmuş gibi... Bu olaydan sonra göstermelik bir gün kimlik soruldu ve şu an gene sorulmuyor. Güvenlik görevlilerimizin yaptıklarını da size ileteyim:
- Bilgisayarlarında fal bakmak.
- Bütün gün bulmaca çözmek.
- Gazete okumak vs ..
Gündeme gelse ya...
Okulumuzda ciddi bir güvenlik problemi var ve okul yönetiminin bunu taktığı pek yok. Biz fakülte forumlarımızda bunu dile getiriyoruz, ama yeterli değil sanırım. Bunu sizin gündeme getirmenizi istiyoruz. Çünkü biz sesimizi yeterince duyuramıyoruz sanırım okul yönetimine... Bir şey yapmayacak olsanız bile şimdiden çok teşekkür ederim... Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri adına... Bir de ismimi kullanmamanızı rica ediyorum... Çok teşekkürler... Cevap yazarsanız çok memnun olurum."