Dün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) 65'inci genel kurulu vardı. Toplantıda MHP Başkanı Devlet Bahçeli de konuştu.
Bahçeli'nin, "... işsizliği çözmek adına, TOBB üyelerine birer işçi almalarını sipariş vermek, sorunlarımıza gerçekçi bir bakış değildir..." diye başlayan sözleri, konuşmayı dinleyen Birlik üyelerinden büyük alkış aldı.
Bahçeli'nin hedefi elbette Başbakan Erdoğan'dı. Başbakan bu fikri birkaç kere dile getirmişti. Hatta 18 Nisan günü ATV ekranlarında aynısını bize de söylemişti:
Her TOBB üyesi kuruluş birer kişi alsa, 3 milyon 500 bin civarındaki işsiz sayısında, yuvarlak hesap 1 milyon kişilik azalma olurdu Başbakan'a göre...

***
"Anlıyoruz ama bu dediğiniz serbest piyasa mantığına aykırı" dediğimde, Başbakan duymazdan gelmişti.
Çünkü kendisi de ticaretle uğraşmış olan Erdoğan, siyasetçiden gelen bu tip çağrıların bir anlamı olmadığını biliyordu.
Giderek karmaşıklaşan ve küreselleşen Türkiye ekonomisini, vicdanlara hitap ederek yönlendirmek mümkün değil.
Nedeni basit: İşveren, işçi alırken, bunu "iyi niyetli" olduğu için yapmıyor. Aynı şekilde, işçi çıkartması da "kötü niyetinin" sonucu değil.
Patron açısından işçi almak ya çıkartmak; esas olarak bir hesap-kitap meselesi...
Hükümet ancak yatırımı teşvik etmek ya da vergileri azaltarak işçi maliyetini düşürmek gibi ekonomik kararlarla işsizliği azaltabilir.
Tabii o da bir yere kadar:
Hani Erman Toroğlu'nun oynadığı bir plastik boru reklamı var. Her seyredişimde ürperiyorum.
Çünkü Toroğlu fabrikada dolaşırken, "Ortalarda hiç insan göremiyorum" diyor.
Borular "sıfır insan hatası" ile üretiliyormuş çünkü üretimde "otomasyon" geçilmiş.
(Not: Toroğlu ısrarla "otomasyon" diyerek, insan hatası yapıp duruyor ama belli ki bu durum reklamdan aldığı parayı azaltmamış.)
İleri teknolojinin girdiği hemen her alanda niteliksiz emek tasfiye oluyor. Ancak az miktardaki nitelikli emek çalışmaya devam edebiliyor.
Özetle: İşsizliği azaltmak için "vicdan yapmak" yerine siyasi yaratıcık gerekiyor.