Boğaz'a üçüncü köprü konusu birçok okurumuzun ilgisini çekti. Olaya çok çeşitli açılardan bakılıyor. Mesela bazı okurlarımız 'Niye Çanakkale Boğazı'na köprü yapılmıyor' diye soruyor.
Tabii bunu mühendislere sormak gerek ama sadece gözlemle bile Çanakkale'ye köprü yapmanın niye verimli olmayacağını anlayabiliriz.
1) İstanbul Boğazı'na kıyasla Çanakkale Boğazı daha geniş. (Bu en önemsiz faktör...) 2) Köprü yapmakla iş bitmiyor. Belki de daha önemlisi çevre yolları: O civarda çevre yolu yok. Sıfırdan yapılacak. Halbuki İstanbul'un civarı faydalanacak otobanlarla dolu ve mesafe daha kısa. 3) Çanakkale geçişi esas olarak Anadolu malına yönelik olacak. Buna karşılık İstanbul'a yapılacak üçüncü köprü, dün de yazdığım gibi, Balkanlar'ı Kafkasya'ya bağlayacak.

***
Bazı okurlarımız ise 'rant' konusuna, 'haksız kazanç' meselesine değiniyor.
Kolay kârların peşinde olan fırsatçı para sahipleri köprünün yerini ve çevre yolları güzergâhını öğrenmek için can atıyor. (Kimi haberlere bakılırsa çoktan öğrenip arazileri kapattılar.)
Ancak şunu unutmamak gerek: Bilhassa İstanbul ve civarında ne yaparsanız yapın ranta yol açarsınız.
Spekülasyon olmaması için hiçbir yatırım yapmamanız gerekir.
Devletin ve belediyelerin her girişimi birilerine kazandırır, birilerine kaybettirir. 'Her kesime kazandıran yatırım' diye bir şey olmaz.
Belki "kazananın çok, kazanamayanın ve kaybedenin az" olduğu yatırımlardan söz açabiliriz ki böylesini bulmak zordur.
Köprüyü Çanakkale'ye yaparsanız yine birilerine rant sağlamış olursunuz.
Öte yandan, girişimde bulunmamanın da bir maliyeti ve rantı vardır:
Örneğin Galata Port'u yapmamak, kaz gelecek yerden, bırakın tavuğu, bıldırcını esirgemektir.
Elindekini değerlendirmemenin 'alternatif maliyetini' de hesaplamak gerekir.
Özetle: Rant itirazı yerden göğe kadar haklıdır ama geçersizdir.