Erenköy'den Şaşkınbakkal'a doğru yürürken, köşedeki dükkanın halini görünce şaşırdık. Geçen günü dek pırıl pırıldı, rengarenkti, mis gibi kokuyordu. Şimdi ise berbat haldeydi. Vitrin camları çıkarılmıştı. İçi moloz doluydu. Bir eskici ile nereden geldiğini anlamadığım bir aşçı, sökülen rafları yağmacı telaşıyla topluyordu.
Maalesef Cansu kapanmıştı.
Market zincirlerinin, 5-10 taksitli satışların, indirimlerin, promosyonların yarattığı öldürücü rekabet ortamına dayanamayan Cansu Parfümeri, açılışından 44 yıl sonra kepengini indirmek zorunda kalmıştı.
Halbuki Cansu, Divan Pastanesi gibi Bağdat Caddesi'nin simgelerindendi.Adresler ona göre tarif edilirdi. Üç kuşak kadınlar parfümlerini, kozmetik malzemelerini oradan almıştı. Ben şimdiye dek Cansu'da kötü, hatta kötüyü bırakın eksik muamele görmüş kimseyi duymadım.
Kekik kokulu döneriyle çocukluğumdan beri midemi şenlendiren Beşiktaş'taki 'Güler Büfe'nin 1990'ların ikinci yarısında kapanması, içimde hala kapanmayan bir yara açmıştır.
Doğrusunu isterseniz bir parfümeri dükkanının da benzeri bir sızıya yol açacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi.