Ankaralı bir okurumuzdan e-posta aldım. Görme engelli olduğunu belirtiyor. Peki nasıl oluyor da internet üzerinden mesaj atabiliyor? Ya da bizim yazıları nasıl okuyabiliyor? Okurumuza ulaşamadığım için
Hürriyet gazetesinin tüketici köşesinde çalışan, görme engelli Birol Öner'i aradım. Meğer şöyle oluyormuş...
Jaws4.51 diye bir program var.
Bu tip programlara "sentezleyici" adı veriliyor. Gözleri görmeyen bir kişi bu programı bilgisayara yüklüyor. Ondan sonra fareyi ve 'tab' tuşunu kullanarak, imleci ekrandaki görüntünün üstünde dolaştırıyor.
İmleç neyin üstünde? Diyelim ki 'programlar'da. İmleç oraya geldiğinde bilgisayara bağlı olan küçük hoparlörden 'programlar' sesi yükseliyor.
Eğer 'enter' tuşuna basarsa o dosyayı açıyor. Böylece bir dosyadan diğerine, bir metinden ötekine gidebiliyor. Diyelim ki okumak istediği bir 'word' (kelime) dosyası var.
Programa verilen bir komutla metin baştan sona ya kelime kelime ya da cümle cümle okunuyor.
Tabii burada bir sorun var. "Sentezleyici" İngilizce'ye göre programlanmış. Birol Öner, "İngilizce bir metni, sanki karşınızda bir Amerikalı konuşuyormuş gibi dinleyebiliyorsunuz" diyor.
Peki Türkçe metinler? Koç Grubu'nun bilişim bölümü "GVZ" (okunuşu: geveze!) adlı bir ek program geliştirmiş. Bu program da bilgisayara yüklenince artık metinleri Türkçe dinlemek mümkün oluyor. Ancak tahmin edeceğiniz gibi bu programın okuyuşu diğeri kadar akıcı değil. Bu da normal çünkü nihayetinde orijinal program İngilizce için tasarlanmış.
Birol Öner bir word dosyasını gözleri gören bir insan kadar verimli kullandığını belirtiyor. Yani okumak ve e-posta almak ve atmak çok kolay. Ne var ki internette bazı sorunlar çıkıyor.
Niye? Çünkü siteler özellikle de Türk siteleri görmeyenlere göre 'de' tasarlanmıyor. Diyelim ki 'flaş haber' bölümünü okumak istiyor. Eğer bu 'yazıyla' belirtilmişse sorun yok. Hemen durumu kavrayıp o bölümü açıyor. Ne var ki bazı programcılar, çeşit olsun, orijinallik olsun diye yazı yerine bir görsel kullanıyor. Sonuç: Öner imleci bu görüntünün üstüne getirdiğinde, bilgisayardan diyelim ki 'İmaj yetmiş altı' diye bir ses çıkıyor. Öner de bunu bir resim (fotoğraf vs.) sanarak geçiyor. Sonuçta siteden alınan verim yüzde 100'den yüzde 60'a düşüyor.
Bir sorun daha: Bazı sitelere hoşluk olsun diye müzik yerleştiriliyor. Mesela Vakko'nun sitesi böyleymiş. Yani siteyi gezerken, aynı anda müzik de dinliyorsunuz. Ama ne yazık ki Birol Öner bu siteden faydalanamıyor. Çünkü sitedeki sesle, okuma programının sesi birbirine karışıyor.
Öner'in yakındığı bir başka konu da internette yeteri kadar Türkçe kitap olmaması. Batılılar mesela klasik eserleri internete girerek görmeyenlere yardımcı oluyor. Bizim sitelerde ise bu olanak pek az.
Türk site programcıların bu yazıyı dikkate alacağını umarım.
Not: Birol Öner, Jaws4.51'i, 1700 dolara, GVZ'yi ise 300 dolara almış. "Böylece 2000 dolar civarındaki bir parayla hayata bağlandım" diyor.