Sosyalizmin son kalelerinden Küba'ya gitmişiz... Oradaki yaşama ilişkin bir iki gözlemimizi yazıyoruz... Ama bizim milletin aklı fikri fahişelerde!..
Sormayan kalmadı: "Gerçekten güzeller mi? Eskiden Romanya'da, Sovyetler'de filan olduğu bir naylon çoraba gidiyorlar mı?.. Nerede müşteri buluyorlar?.."
Yetmedi, "Ya sen ne naneler yedin" diye de sormazlar mı? Cevap verdim: "Bir... Siyahlardan hoşlanmam. İki... Küba'ya eşimle gittim."
Ancak bu cevap kesmedi. Bakın bir okurumuz nasıl da ısrarcı:
"1) 'Siyahlardan hazzetmem' diyorsunuz. Biz bunu kesinlikle bilemeyiz değil mi? İstedikten sonra pekala beyaz bayan da bulunabilir. 2) "Eşimle beraberdim" diyorsunuz. İnsan eşini atlatabilir. Örneklerini çok gördük; bir benzeri neden olmasın?"
Fesuphanallah!
'Ne malum' ve 'Nereden bilelim' türü soruların sonu gelmez aslında. Komplo teorilerinin de soru formülasyonu böyledir zaten. Ayrıca bu soruları üreten zihinlerden neler geçtiğini adım gibi biliyorum: En büyük arzuları, önce 'itiraf' ettirmek, ardından da 'ayrıntıları' öğrenmek.
Ama maalesef heveslerini kursaklarında bırakacağım! Siyahlardan hoşlanmadığımı, daha doğrusu 'cinsel partner' olarak tercih etmediğimi başka vesilelerle de yazmıştım. Arşivler şahittir! Ayrıca 'nane yiyecek' kadar vakit olsaydı, okurlarımızdan önce eşim tepeme binerdi: "Çarşamba gecesi 2 saat 45 dakika nereye kayboldun?"
Hadi bir de ifşaat: Ben hayatımda bir kere dahi fahişeyle birlikte olmadım! (Artık bunu olumlu bir durum olarak mı görürler, yoksa olumsuz mu; işte onu bilemem.)
Bir de düzeltme: 'Ne menem bir şeydir' diye yazmışım. Okurumuz uyarıyor: "Menem değil mene." Elbette haklı.