15 EYLÜL PAZAR
Garsonun dayattığı balığı ne yapmalı?
Civarın meşhurlarından bir Kuzey Ege balıkçısındayız, vakit şöyle ilerliyor:
19:00: Masaya oturma.
19:01: Garson tarafından balık tezgahına ilk davet.
19:02: Garson tarafından balık tezgahına ikinci davet.
19:03: Balık tezgahına neredeyse sürüklenerek götürülme.
19:04: Vitrindeki en haşmetli balık olan mercanın tanıtımı.
19:05: Mercan konusunda şiddetli ısrar.
19:06: Mercan konusunda hırçınlaşma ve tacize varan baskı.
19:07: Korkup ezilerek balığın kabulü.
19:08: Yan vitrinden iki tane soğuk meze seçimi.
19:09: Masaya dönüş ve fikir teatisi.
19:10: Anthony Bourdain'in sözlerinin kulakta çınlaması ve derin pişmanlık:
Garson ısrarla o balığı tavsiye ediyorsa, bil ki öbürleri yeni gelmiştir, o ise dört günlüktür ve içerden önce o balığı satması için emir, en hafifiyle telkin almıştır.
19:15: İki soğuk mezenin beklenmesi.
19:25: Mezenin hâlâ beklenmesi.
19:35: Soğuk meze gerginliğinin geçip durumun gülünç bir hal alması.
19:40: Garsonun durumu nihayet fark edip içeri koşması.
19:42: İki soğuk mezenin teşrifi.
19:43: "O mercanı iptal edelim. Soğukların gelmesi yarım saat sürüyorsa, balığın pişmesi sabahı bulur, o kadar vaktimiz yok" denmesi.
19:45: Değerlendirme: Bu kadar aceleci bir telaştan sonra bu ne rahvan rehavet! Müşteri kazıklamanın da bir raconu yok mu? Bu kadar mı gözümüze sokuluyor?
16 EYLÜL PAZARTESİ
Yol lokantası no 1: Çamlıbel'de satır et
Sonbaharda arabayla son bir yakın yol yapacak olanınız varsa, yazsın bir kenara. Assos dönüşü olur, Alexandroupolis sonrası olur... Keşan yolun düşmeyeceği yer değil, sırf yemek için bile hedef bellenebilecek yer. Bir kere kokoreci kim bilir kaç level yukarı taşıyan Şirin Kokoreç burada. Fakat biz ikidir onu Çamlıbel'le aldatıyoruz. Çamlıbel'in olayı, satır et. Gerçekten lezzetli yapıyorlar. Satır et mi, yoksa satır köfte mi derken, internet sitesi lafı ağzımızdan alıyor: "Satır et mi, satır köfte mi konusu kısır bir demogojiden öteye gitmez. İşin ustaları satır et diye lanse etmeyi tercih ederler." Yanında yoğurtla iyi gidiyor; eski usul, kaymaklı bir yoğurt. Finalde de peynir helvası. Bahçesinde, mola vermiş İstanbullulardan başka yöre VIP'leri de oluyor; Tekirdağ plakalı Ferrari ve Porsche'ler! Bir de sırf burada yemek için Dedeağaç'tan gelenler oluyormuş, o kadar namlı!
17 EYLÜL SALI
Yol lokantası no 2: Sepetçioğlu
Burası Yalova-
Bursa yolunda, feribota 10 dakika.
Derli toplu bir işletme; birkaç kere kahvaltı yapmışlığımız vardı.
Bu defa esas iftihar ettiği 'Kuyu Kebabı'na denk düştü saatimiz.
Hiç fena değil, hatta gayet iyi...
Öncesinde de gerdan çorbası.
Gerdan etinden, sarmısaklı deyince Antep'in meşhur beyranı zannettik. Ama buradaki bol gerdan etli düğün çorbası daha çok.
Bir dahaki geçişte yine uğranır mı? Muhakkak.
18 EYLÜL ÇARŞAMBA
Bienalin mama önlüğü süper olmuş!
İstanbul Bienali siftahını İKSV'den arkadaşlarla yaptık.
İki videoya hasta oldum, bilahare anlatacağım. Ama genel olarak zihin açan işlerle dolu yine bienal; kentsel dönüşüm, ifade özgürlüğü, sanatla siyasetin paslaşması üstüne bir sürü lafı var.
Bir de Gurman'ın alanına giren öyle bir şey yapmışlar ki kayıtsız kalamayız! Bienal anısına tasarlanan özel ürünler arasında, üstünde "Anne, ben barbar mıyım?" yazılı bir bebek mama önlüğü de var.
Çok komik ve çok şirin; birileri doğursa da hediye alsak!
19 EYLÜL PERŞEMBE
Civan lokantayı kurtaracak mı?
Hayır, Civan Er'in Kumbaracı Yokuşu'ndaki Yeni Lokanta'sından bahsetmiyoruz, oranın işleri zaten iyi.
Bu Civan yeni; İtalya'da bulaşıkçılıktan aşçılığa yükselmiş. İstanbul'daki bir düğünün yemeğini yapsın diye teklif alıyor, aman İstanbul'daki ailesinin haberi olmasın!
Fakat aile gökte ararken yerde buluyor Civan'ı (Caner Cindoruk) ve dibe vuran lokantayı düze çıkarsın diye can havliyle saldırıyor. Aile de aile hani: Abla Hüsne (Binnur Kaya), enişte Bahattin (Uğur Yücel); bu kadar mı konuşur ifadeler...
Ve aldatıldığını öğrenip, iki çocuğuyla Antep'ten İstanbul'a kaçan, Hüsne ablasındaki emanetini arayan Yadigar (Gökçe Bahadır). Yollar birbirine çıkıyor ve gülmeli, şaşırmalı, kızmalı, gözü yaşarmalı bir koşturmaca başlıyor.
Yeni dizilerden Aramızda Kalsın'da bir de yemek var başrolde. Lokanta, aşçılık, et kesimi, Antep mutfağı, zengin sofra, içli köfte, baklava... Tekinoğlu Unlu Mamuller Fırını'ndan sonra Celepoğlu Et Lokantası...
Müşterisi oluruz!
20 EYLÜL CUMA
160 bin sefertası
Hindistan'ın Mumbai/ Mumbay/Bombay şehrinde her gün 160 bin sefertası evlerden işyerlerine ve sonra gerisin geriye dağıtılıp toplanıyor.
Ve bu karmaşa içinde bir gün bir yanlışlık oluyor: Umutsuz ev kadını İla'nın kocasının ilgisini çekmek için denediği tarifler ve binbir ihtimamla düzdüğü sefertasları, yolunu şaşırıp yalnız bir adam olan Saajan'a geliyor. Ve ikili arasında sefertasları üstünden bir ilişki başlıyor, bir umut alışverişi... Sefertası/Dabba/The Lunchbox bu yıl Cannes'da ödül aldı, bizde de filmekimi kapsamında gösterilecek. 28 Eylül -
6 Ekim arasında vizyonun ve vasatın çok dışında filmler var; filmekimi programına göz atan pişman olmaz.