Lost meraklıları geri sayımda. Dizinin altıncı ve final sezonu bugün Digitürk platformu üzerinden yayın yapan DiziMax'ta başlıyor. Dünyada fırtınalar koparan, herkesi ekran başında esir eden diziyi şimdiye kadar izlememiş olanlar "Nasıl olsa başını kaçırdım. Bu saatten sonra izlesem de bir şey anlamam" deyip, umutsuzluğa kapılmasınlar. Digitürk Plus decoderinizde DVD dükkanına girip, Lost'un 8 dakika 15 saniyelik özetini izleyerek, fikir sahibi olabilirsiniz. Adamlar 5 sezonluk diziyi 8 dakika 15 saniyede özetlemişler. İnsan takip etmekte zorlanıyor, ilk kez bu diziyle tanışanların azıcık aklı karışıyor ama en azından hikayenin omurgasını anlayabiliyorlar. Yani kaçan "Lost" kervanına yetişebilmek sadece bir "tuş" uzakta. Hatırlatayım dedim... Bu arada "Lost" adeta bir ekonomik sektöre dönüştü. Televizyon kanallarında "Lost"un ilk bölümünü Hawai'deki muhteşem galada herkesten iki gün önce izleyebilmek için yarışmalar, kampanyalar düzenlendi. İstanbul'un en büyük alışveriş merkezlerinde "Lost standları" oluşturuldu ve insanlar "kaybolmaya" davet edildi. "Lost" dizisiyle ilgili tişörtler, hediyelik eşyalar da tüm dünyada kapış kapış gidiyor. Aslında 8 dakika 15 saniyelik özeti izlediğinizde, "Lost" insana komik bile gelebiliyor. Canavarlar, bombalar, zamanda gidip gelmeler ve türlü musibet o adada... Ama gelin görün ki Amerikalıların en iyi bildikleri iş, pazarlama... Bir diziyi çekmek kadar onu olay haline getirmek, pazarlamak ve halkla ilişkilerini yürütmek de ayrı bir sanat. Bence "Lost"un başarısının altında bu "ticari zeka" nın parmak izleri var.