Önce "90 Dakika" ekrandan uzaklaştırıldı. Şimdi sırada "Maraton" varmış gibi görünüyor. Erman Toroğlu'nun kellesi isteniyor, Şansal Büyüka direniyor. İşin sonu nereye varır bilmiyorum ama kesin bildiğim bir şey var ki, yakından tanıdığım Şansal Büyüka, sezonun ortasında yanına Toroğlu'ndan başkasını alıp, ekrana çıkmaz. Zira çıkarsa, "kadrosunu her fırtınadan koruyan, esirgeyen yönetici" kimliğinin zarar göreceğini bilir. Ben uzun süre Şansal Büyüka'nın ekibinde çalıştım. Yönetimin kelle istediği dönemlerde listenin en başına kendi ismini yazıp, yukarıya gönderdiğini gözlerimle gördüm. Eğer kellesi istenen; inandığı, güvendiği, değer verdiği biri ise, Şansal Büyüka sonuna kadar savaşır, gerekirse ceketini alıp, gider. Kulüpler Birliği içinde Erman Toroğlu'nun sert eleştirilerinden rahatsız olanların Fenerbahçe, Kayserispor (Başkanları, Maraton programına iki kez teşekkür mektubu gönderdiği halde) Sivasspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor olduğu biliniyor. Kulislerde tıpkı "derin devlet" gibi bir "derin futbol" yapılanmasından söz ediliyor. Yani bu spor programlarının ekrandan sırayla uzaklaştırmasının arkasında "kozmik" bir durum olabileceği, kulaktan kulağa fısıldanıyor. Toroğlu'nu seversiniz, sevmezsiniz, yorumlarını beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama görmezden gelinemeyecek bir gerçek var: Toroğlu, ta "Kale Arkası" programından bu yana Türk insanına futbolun kurallarını ve inceliklerini öğreten kişidir. Bu durum, MHK Başkanı Oğuz Sarvan'ın bir seminerde söylediği "Bizim veremediğimiz hakemlik derslerini Erman Toroğlu ekranda veriyor. Çünkü bizlerin ta Gaziantep, Kahramanmaraş ya da Ağrı'daki hakeme aynı anda ulaşma imkanımız yok. Erman Hoca bunu yapıyor" sözleriyle de sabittir. Toroğlu'nun üslubunu zaman zaman bu köşede ben de eleştiriyorum. Ama Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu'nun "Maraton" ile Lig TV'ye kattıkları marka değerinin ve futbol seyircisine sağladıkları bilincin bir kalemde silinip atılmasına ve bunun "kozmik ilişkiler" ile gerçekleştirilme ihtimaline gönlüm bir türlü razı olmuyor.