FOX'taki Komedi Türk'ün ilk bölümlerinin ardından bu köşede "Türk'ün komedisi bu mu?" başlığıyla ağır bir eleştiri yazısı kaleme almıştım. Birol Güven, Hamdi Alkan, Altan Erkekli ve Rasim Öztekin tek tek çok sevdiğim, takdir ettiğim dostlarım olmasına rağmen, eleştiri dozumu bilerek yüksek tuttum. Çünkü hepsinin "mesleklerine aşık" insanlar olduğundan ve bu yazdıklarıma kızacakları yerde "önemseyeceklerinden ve değer vereceklerinden" adım gibi emindim. Nitekim, onlardan bir kelime bile sitem işitmedim. Sadece yaptıkları işe daha bir dört elle sarıldıklarını, eleştirileri tek tek değerlendirip, ders çıkardıklarını gördüm. İzlediğim son bölüm, gerçekten de eli yüzü düzgün bir komedi programıydı. O soğuk, yapıştırma sunuşların yerini "hakikileri" almıştı. Hele hastanelerdeki "MR çektirme çılgınlığının" eleştirildiği bir parodi vardı ki, bayıldım. Süresi azıcık kısa tutulsa belki daha iyi olacaktı ama belli ki daha önce belirttiğim "reklam kuşağı yaratma" sıkıntısı bu programın da başına bela olmuş, süresinin şişmesine yol açmıştı. Yine de bizim Rasim'in hekim rolünde başını masasından bile kaldırmadan odasına her gelene "Önce bir MR çektir" demesine çok güldüm. Hastanenin çaycısı hatta doktorun karısı bile "MR ısrarından" nasibini aldı. Sekreteri bizim hekim Rasim'e "Başhekim arıyor, bağlayayım mı?" diyor. Doktor Rasim, "Önce bir MR çektirsin, sonra bağla" diyor... Tabipler bu güldürüye birazcık alınmış olabilir. Ama ülkenin gerçeği bu. Hastanelerde bir iki basit tahlil ya da röntgenle konulabilecek tanılar için bile binlerce liralık MR istenmiyor mu? Komedi Türk giderek istim tutmaya başladı. Tezatlar ve çarpıklıklar ülkesinde komedi konusu bulmak zor değil. Hele işin başında Birol Güven ve Hamdi Alkan gibi iki usta aşçı varsa, bu lezzetli mönü tadından yenmez. Ama yemeklerin daha "tam kıvamına" geldiği söylenemez. Bu arada gözüm Birol Güven okulundan yetişme genç yeteneklerde. Bir yıla kalmaz komedi dünyasında ışıl ışıl parladıklarına şahit oluruz. Ben çoktan üzerlerine işaretimi koydum.