Yok, yok cismen değil, sadece ismen... Ersoy geçen hafta "Çakma çantacı" diye tabir edilen, ünlü markaların taklitlerini satan bir çantacıda görüntülenmişti. Avrupa Yakası da bu hafta bu sansasyonel magazin haberini ıskalamadı ve senaryosuna dahil etti. Sütçüoğlu Ailesi'nin yeni damadı, Kapalıçarşı'da bir arkadaşının taklit çanta ürettiğini belirterek, "Vallahi Louis'nin kendisi gelse anlayamaz" deyip, Şahika'yı ağır şekilde "tahrik" etti. Ünlü markaya ait gerçek bir çantaya 1400 YTL ödeyen Şahika, Sacit'in "Seni kazıklıyorlar" dolduruşuna gelip, koluna İffet Hanım'ı da takarak, çakma çantacının yolunu tuttu. Peki ya çantacının ismi neydi dersiniz? "Ersoy Bey'in Kilimci Dükkanı." Yani Diva'nın kulakları çın çın çınladı! Ancak alışveriş "casus takası" kadar gizli bir operasyonla gerçekleşmeliydi. Bütün önlemler alınmasına rağmen, bizimkiler polis baskınına uğramaktan kurtulamadı. Hele moda ikoncanı Şahika Koçarslan'ın çakma çanta ile magazin basınına malzeme olması, son derece "yüz kızartıcı" bir durumdu. Bu arada Gülse Birsel ve ekibi "televizyon programlarından beslenmeyi" sürdürüyor. İki hafta önce Burhan Altıntop'un Var mısın Yok musun yarışmasına katıldığı bölüm, reyting rekorları kırınca, programlardan "reyting transferi" bu hafta da sürdü. Burhan Bey bu kez son günlerin moda programı İzdivaç'ta kısmetini aradı ama Makbule'nin komplosuna kurban gitti. (Bu arada İclal Aydın'ın İzdivaç sunucusu Esra Erol tiplemesi harikaydı. Helâl olsun İclal'e) Ardından Fatoş, Yaprak, Şahika ve Hacer'in detoks için "kapatıldıkları" güzellik ve sağlık merkezinde yaşadıkları, atv'nin bir başka dizisi Parmaklıklar Ardında tadındaydı. Velhasıl; Avrupa Yakası, televizyon aktüalitesini son derece iyi kullanarak, senaryo açmazlarından ve monotonluktan kıvrak vücut çalımlarıyla kurtuluyor. Her sezon başı "Avrupa Yakası bitti, son kullanım tarihi doldu" iddiasında bulunanları ise sanırım uzunca bir süre daha mahcubiyet bekliyor.