RTÜK'ün (Radyo Televizyon Üst Kurulu) son dönemde eğitici ve ıslah edici tarzdaki uygulamalarını son derece çağdaş ve başarılı buluyorum. Bunlardan biri de yeni dönemde RTÜK ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın organizasyonuyla okullara Medya Okur Yazarlığı Dersi konulması. Eylül ayından itibaren 81 ildeki 35 bin ilköğretim okulunda Medya Okur Yazarlığı seçmeli ders olarak okutulacak. RTÜK Başkanı Dr. Zahid Akman tüm velileri, çocuklarını bu dersi seçmeleri konusunda ısrarcı olmaya çağırıyor. Bence de minik okur ve izleyicilerin medyanın kötü etkilerinden kendilerini korumaları için bu derse ihtiyaçları var. Ancak benim korkum, bu dersi aldıktan ve medyanın dilini çözdükten sonra izleyici ve okur sayısının azalması... Eh, adımızın önündeki "eleştirmen" sıfatı, mesleki refleks olarak bardağın hep boş tarafını dikkate almamıza yol açıyor. Dersin faydası ortadayken, beynimin öte yarısı "zararlarını" analiz ediyor. Peki Medya Okur Yazarlığı Dersi'nin nasıl bir olumsuz yan tesiri olabilir? Birincisi; medyaya karşı giderek artan "güvensizliğin" yaygınlaşmasına yol açabilir. Okuduğu bazı haberlerin, izlediği bir takım programların arkasındaki "gerçek amaçların" farkına varan insan, edindiği bu bilinç ile medyadan nefret eder hale gelebilir. Örneğin; yayın grubunun patronunun petrol şirketiyle ilgili spekülatif haberlerin asla "5N 1K" kuralıyla ya da etik habercilikle bir ilgisi bulunmadığını, durup dururken iktidarı yalayıp, yıkayan methiyelerin ihale kapmak için sütun sütun tezgahlandığını, halkı bir nebze olsun ilgilendirmeyen medya savaşlarının manşetleri süslemesinin altında yalnızca "ticari kaygıların" yattığını, "tetikçiliğin" bazen köşe yazarlığında aranan en önemli "nitelik" olduğunu, yarışma programlarındaki sözde tartışmaların reyting almak için önceden kurgulandığını, "nefret kazanmanın" medyada isim cilalamanın en geçerli yolu olduğunu, tiraj ve reyting için halkın yumuşak karnını yani cinsellik ve dini konuları periyodik olarak "kaşımak" gerektiğini, gizli reklam anlaşmaları gereği dizilerin içine ustalıkla monte edilen özel bölümler bulunduğunu öğrenen bir ilkokul talebesinin içine düşeceği bunalımı düşünebiliyor musunuz? Bence en iyisi "medya cahili" olarak kalmak!..