Uğur Uludağ, bir yıl önce Bir İhtimal Daha Var adlı film projesinden söz ettiğinde çok heyecanlanmıştım. Proje ilk kez bu sütunlar sayesinde kamuoyuna duyurulmuştu. Düşünsenize; Müjdat Gezen, Savaş Dinçel, Osman Yağmurdereli, Mustafa Alabora, Hülya Avşar gibi ünlüler bir araya gelecek, bunlara bir de hepsi birer yıldız olan konuk oyuncular eklenecek. Üsküdar Musiki Cemiyeti'nin eskileri, Madonna konserini basıp, müziğimizi tüm dünyaya duyurmak için sıkı bir eylem gerçekleştirecek. İnsan heyecanlanmaz mı? İtiraf etmeliyim ki, filmin galasına "ön fikirle" gittim. Avuçlarım patlarcasına alkışlamaya öyle hazırdım ki... Ama filmin final yazıları perdeye düşerken, içimde ciddi bir tatminsizlik duygusu belirdi. Sevgili Uğur'a ve filme emek harcayanlara haksızlık etmek istemem. Belki de bu duygu, benim "beklentimin" yüksekliğindendir. Film, benim damağımda "İstek üzerine Klasik Türk Sanat Müziği eseri seslendiren bir pop şarkıcısının usül ve makam bilgisinden yoksun icrası" gibi bir tat bıraktı. Savaş Dinçel, Müjdat Gezen ve Yosi Mizrahi'nin dışında kalan herkes sanki "konuk oyuncu" gibiydi. Sanırsınız ki, bir araya gelip eğlenmişler ve birileri de onları kameraya almış. Ayrıca son günlerin moda trendi Anti- Amerikancılık bu filme de bulaşmış. "Amerika bu ülkede kendi müziğimizi bile dinlememize engel oluyor" klişesiyle, verilmek istenen o nahif mesaj birazcık yolundan sapmış. Siyah Giyen Adamlar, Cazcı Kardeşler, Desperado ve Güle Güle filmlerine yapılan göndermeler ise biraz Mel Brooks öykünmesi kokuyor. Eh, Sezar'ı öldürdüğümüze göre, hakkını da verelim: Uğur Uludağ'ın tiyatrosunu çok severim. Yazdığı zeka ürünü metinleri de... Onun sinema için kollarını sıvadığını görmek beni çok mutlu etti. Hele unuttuğumuz eski tatları damağımıza çalmak, üzeri küllenen dostluk, vefa, saygı, terbiye gibi kavramların altını eşeleyip, ateşini canlandırmak için yola çıkması da takdire şayan bir girişim. Film, popüler kültürün toplum hayatında yarattığı erozyonu önlemek için yamaçlara fidan dikmeyi amaçlamış ve bunda da belli bir başarı elde etmiş. Hoşça vakit geçirmek ve bu arada "Nasıl bu hale geldik?" diye düşünmek isteyenlere tavsiye ederim. Tabii "büyük beklentilerle" kendinizi şartlandırmamak koşuluyla...