Binbir Gece televizyonculuk açısından "muhteşem" bir başlangıç yapmıştı. Hem reytingleri tavana vurdu hem de haftalarca "150 bin dolarlık ahlaksız teklif" konusu tartışıldı. Binbir Gece, karşısındaki dizileri, programları da başka günlere kaçırttı. Ama dizi, ilerleyen haftalarda sadece bu "sansasyonun" tortusuyla yetinmeye başladı. Öykü bir türlü ilerleyemedi. Şehrazat'ın kararsızlığı, pıhtı gibi dizinin damarını tıkadı. Binbir Gece, "sıradan" bir dizi olup, çıktı. Son bölümün finalinde bir de baktım ki, karanlık bir adam sokakta Şehrazat'a ateş ediyor. "Tamam" dedim içimden, "Binbir Gece de reyting hazretlerinin azmettiriciliğine boyun eğdi..." Zira içinde kurşun vızıldamayan, sadece aşk öyküleriyle yetinen diziler belli bir zaman sonra reyting ölçümlerinde denek olarak kullanılan peoplemeter sahiplerinin ilgisini yitiriyor. Bunun en önemli örneği, Acı Hayat dizisidir. Aşk öyküsü olarak başlayan ve düşük reytingler alan dizi, ne zamanki mafyaya sarıldı, kurşunlar patladı, o zaman üst sıralara tırmandı. Son dönemde töreyi konu alan dizilerin artmasının başlıca nedeni de bu "kaygı"dır. Zira töre, içinde hem aşkı, hem de kurşunu barındırır! Belli ki Binbir Gece de reytinglerini korumak için silaha sarılacak!.. Bu arada dizinin gelecekteki bölümleri için de tahminlerim var. Acaba diyorum, Şehrazat'ın mimar kocası Ahmet'i, Onur ile Kerem'in babaları öldürtmüş olabilir mi? (Bir aile dostu, bar sohbeti sırasında Kerem'e, babalarının bir dönem silahlı mücadeleye giriştiğini anlatmış, Kerem çok şaşırmıştı.) Acaba Şehrazat, Onur ve Kerem arasındaki üçlü aşk çıkmazının içine bir de "kan davası" bulaşır mı? Eğer tahminlerim tutarsa, Binbir Gece'de daha fazla soğuk demir ve daha çok sıcak çatışma izleyeceğiz demektir...