Bir dönemde öyle düşünülürdü: Aydın olmak solcuların işidir, tutuculardan aydın çıkmaz diye... Ne hata! Değişim kadar korumanın da, devrimcilik kadar muhafazakarlığın da, akıl kadar yüreğin de, bilim kadar inancın da önemli olduğu sanırım artık anlaşıldı. İyi yazarın, has şairin, gerçek alimin soldan olduğu kadar sağdan çıkabileceği de... Bu açıdan, Zaman gazetesini örnek gösterebilirim. Bu muhafazakar ve 'İslamcı' gazeteyi, sırf bu sıfatlar yüzünden küçümsemek mümkün mü? Aralarında Hilmi Yavuz'dan Selim İleri'ye, Beşir Ayvazoğlu'ndan Nedim Hazar'a, Ali Bulaç'tan Nevin Halıcı'ya, Etyen Mahçupyan'dan Ali Çolak'a onca saygın isim bulunan yazarlarıyla? Bana bunları düşündüren, bu yazarların arasında bulunan Sayın Ahmet Turan Alkan'ın, benim de yazdığım Çamlıca'ya cami haberiyle ilişkili yazısı oldu. Zaman'ı her gün okumadığım için (o da benim kabahatim!), yazıdan ancak Radikal'de Ahmet İnsel yazınca haberdar oldum. Bu uzun yazıyı nasıl özetleyeyim, keşke bulup okusanız... Ama çok özetle Alkan, "... Şan olsun diye her boş ve müsait arsaya cami dikmenin İslam'a hizmet zannedilirken aslında görgüsüzlük olduğunu", bu tutkunun ardında "geçmiş zamanlardan gelen eziklikleri telafi etme çabasının izlerinin olabileceğini" söylüyor. Ayrıca camileri mimari açıdan eleştirerek, 'Bu konuda biz Müslümanların durumu hiç parlak değildir, hatta sistematik bir başarısızlık bile söz konusudur," tespitini yapıyor. Ve de "tabiata meydan okuyan, çevresindeki yapıları iriliğiyle ezerek insani, tabii ve İslami ölçeği zorlayan bu yapıların özendirilmemesi" gereğini belirtiyor. Tasarlanan Çamlıca Camisi için de, "Birileri için huşuyla seyredilecek bir manzara teşkil edebilir, ben sadece ürperirim," satırlarını yazıyor. Hepimizinkinden daha radikal bu çıkışlar, adı sağcıya çıkmış bir gazeteden ve onun yazarından geliyor. Hayret etmez, sevinmez ve alkışlamaz mısınız?