Kurucu üyesi olduğum Mutfak Dostları Derneği'nin yemeklerini ne kadar özlemişim. Sevgili Ahmet Örs'ün başkanlığıyla yemek ve Türk mutfağının korunup tanıtılması konusunda çok iyi işler yapan derneğin yemeklerine değişik nedenlerle uzun süredir katılamamıştım. En son Akatlar'daki Maria'nın Bahçesi'nde düzenledikleri Girit Mutfağı Dost Gecesi'nde hasret giderdik. Maria Hanım, uzun süre yaşadığı Yunanistan'dan Türkiye'ye dönmüş; burada yaşamak isteyen üç oğluyla birlikte. Biri Anadolu yakasında olan iki yer açmış. Tüm bunların çok ilginç bir hikayesi var, ama sevgili Ahmet (Örs) köşesinde daha önce yazdığından, ben tekrarlamıyorum. O gece Vinkara şarapları eşliğinde Girit'ten gelen aşçı Spyridon Vardakis'in hazırladığı Girit mezelerini tattık. Ortak bir Akdeniz mutfağından gelen yemeklerde büyük sürpriz yoktu, ama tadı-tuzu yerinde zarif lezzetler bulduk. Maria Hanım'ı mutfaktaki eşi ve oğullarından ikisiyle birlikte tanımak da büyük zevkti. Ama belki en önemlisi Ahmet Örs'le aynı masayı paylaşmak ve söyleşmek oldu. Artık hiçbir yazar, eskisi gibi gazeteye devamlı gitmiyor. Onun için görüşemiyoruz. Alanının büyük bilgini, ama son derece alçakgönüllü Ahmet ve ailesiyle birlikte olmak bizi çok mutlu etti. İlk gününden beri SABAH yazarı olan Ahmet Örs'ü buradan, tüm okurlarımın önünde kucaklamak istiyorum.

POLONYA'DAN SELAM VAR!
Cannes'ın hemen öncesinde, Polonya Başkonsolosluğu'nun aracı olduğu bir davetle Polonya'nın Gdansk kentindeki geleneksel film festivaline katıldım. Ve Baltık kıyısındaki bu tarihi kenti keşfettim. Hemen ardından Cannes geldiği için izlenimlerimi yazma zamanı olmadı. Ancak yeni Polonya sinemasını bu ayın SİNEMA dergisine yazdım, okuyabilirsiniz. Polanksi'den Wajda'ya, Skolimowski'den Agnieszka Holland'a birçok önemli yönetmen yetiştirmiş bu ülkede, özetle söyleyeyim, gerçek bir Türk dostluğu var. Tarih boyunca iyi ilişkilerimiz olmuş, bizi seviyor ve AB üyeliğimizi destekliyorlar. Birkaç günde bile bu ilgiyle dostluğu hissettim ve 30 küsur yıl sonra yeniden Polonya'yı görmenin keyfini yaşadım.