Doğu'da kar bastırdı…
Ama İstanbul'a gelmeden, kimsenin kışın dondurucu soğuğundan haberi olmaz.
Çocukluğuma gittim bir an…
Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.
Ama keyfimiz gıcırdı.
***
Dışarıda kar…
İçeride huzur vardı.
Kuzine içten içe yanıyor.
Sobanın üzerinde anacığımın zeytinyağında kızarttığı çirihta ve ekmek dilimlerinin enfes kokusu…
Kümesten yumurta almamış,
O kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış,
Havasız ortamlarda hamburgere fit olmuş gençlere göre tabii çok yaşlıyım…
Onlar bilmez o günlerin tadını.
Dışarıda bir metre kar, Ama içeride huzur vardı…
***
Portakal ve elma kabuklarını kuzinenin üzerine dizer, kokusuna bayılırdık.
Kestane közlemek büyük mutluluktu.
Büyüklerin hikâyelerini, hatıralarını ağzımız açık dinlerdik.
Arızalı beyinlerin yaptığı filmlerin açtığı hasarlar yerine,
Besleyici bir masal dünyamız vardı.
***
Ekmeklerimiz lezzetliydi,
Ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı…
Domates de…
Doğal gazın kesilme riski, yolda kalma telaşı ya da zam korkusu umurumuzda değildi.
Dışarıda kar,
İnanın içeride keyif vardı, huzur vardı…