Kod adı Dilgeş Dersim.
Gerçek adı
Baran G.
Amanoslar'da Mehmetçikle girdiği çatışmada öldü… Diğer teröristler gibi Baran için de PKK sitesinde beyin yıkamaya yönelik yazı yazıldı.
"Özgürlük duruşu büyük yürek ister. Dilgeş bu yürekliliği taşıyan biriydi.
Kürdistan dağlarında çetin şartlarda yaşayan Dilgeş, Amanoslar'da 12 Kasım'daki çatışmada özgürlük şehitleri kervanına katılmıştır."
Bu kadar işte.
Yani Kürt ailelerin binbir eziyetle, çile ve yokluk içinde büyüttüğü yavrularını dağa kaldıranlar, aileleri iki satır yazıyla kandırıyor.
Şerefsizler, pislikler.
Ne desek az...
***
Akıllarınca Baran'ı kahraman ilan ettiler.
Neyin kahramanı.
Kime karşı savaştı Baran?
Fransız'a mı?
Yoksa kendi ülkesine karşı mı?
***
Olayın iç yüzünü bir subay arkadaşım anlatmıştı.
Dinleyince çok üzüldüm…
O arkadaşım, Baran'ın babası Arif'i, eski görev yeri olan Siirt'ten tanır.
Kendi halinde mütedeyyin, kimseye zararı olmayan biridir Arif.
Baran'ın dağda olduğunu öğrenen arkadaşım hemen İstanbul'da yaşayan Arif'i aradı,
"Gel oğlunu almanda sana yardım edeceğim" dedi.
Meğer Amanoslar'daymış Baran.
***
Baran'ın dağa çıkış öyküsü de diğerlerinden farklı değildi.
Hikaye acıklı, Hatta kahredici…
Böyle bir filmi izlemeye inanın yürek dayanmaz.
Emekli işçi
Arif G., Sırf oğlunun geleceği için Siirt'in Baykan ilçesinden kalkıp İstanbul'a göç etti…
Durumu iyi değildi ama çocuğu için her şeyi yapmıştı.
Okusun, adam olsun diye...
Onu dershaneye göndermek için bankadan kredi bile çekti.
Baran,
Bağcılar Teknik Lisesi'nde Bilgisayar bölümünde okuyor, bir yandan da üniversiteye hazırlanıyordu.
Daha 17'sindeydi…
***
Bir gün ortadan kayboldu… Sanki yer yarılmış da içine girmişti.
Aramadık yer bırakmadı çaresiz adam.
Sonradan öğrendi PKK'nın Baran'ı kandırıp dağa çıkardığını...
Acılı baba önce Suriye'ye, ardından Kandil'e gitti.
Sözünden çıkmayan Baran'ın izini böyle buldu.
PKK'lılara onu bırakmaları için yalvardı.
Ama Baran'ı göremedi Arif.
Ağlaya ağlaya İstanbul'a döndü.
Bu haber aileyi perişan etmişti.
Subay arkadaşımın telefonuyla biraz olsun umutlanmışlardı.
***
Sonrasını ise şöyle anlattı arkadaşım:
"Aileyle yeni konuşmuştum.
Baran'ı bulup onlara teslim edecektik. O sırada Amanoslar'daki çatışmada bir teröristin öldüğü haberi geldi. Baran'mış ölen, Arif G.'nin biricik oğlu."
Kara haber tez ulaşırmış.
Yüreği yanık baba Siirt'ten tanıdığı o subayı aradı.
"Öldüğünü biliyordun değil mi" diye sitem etti.
***
Otopsi için Baran'ın cesedi Adana Adli Tıp Kurumu'na getirildi.
Baba Arif ve akrabaları kapıda cenazeyi almak için bekliyordu…
Gazetecilere de,
"Çocuğum okuyordu. Hedefi üniversiteyi kazanmaktı. Dershaneye gidip gelirken oğlumu kandırıp elimden aldılar. Baran'ımı terörist yapan PKK'lıların Allah belasını versin.
Sonları oğlumdan beter olsun. Onlarla bizim işimiz olmaz" dedi.
***
İşin en acı yanı adli tıp raporunda gizliydi.
Baran G.'nin rektumunda yırtıklar ve dikişler tespit edilmişti.
Bu rapor aynı zamanda dağdaki tecavüzün de tesciliydi.
Baba Arif boşuna,
Taziye için gelen BDP'lileri,
"Oğlumu siz öldürdünüz" diyerek kovmadı.