Önceki gün yıllardır Avrupa'da yaşayan ve pozisyonu gereği epeyce de Avrupalı kontağı olan bir ahbabımdan önemli bir uyarı aldım. İddiasına göre son yaşanan olaylardan dolayı gerek Türkiye'de gerekse liderinin ikamet ettiği ABD'de zora düşen Paralel Örgüt, üçüncü bir ülkeyi merkez üs seçmiş.
Bunu duyar duymaz aklıma 17 Aralık darbe girişiminin gerçekleşebilmesi için kendini heder eden ancak girişim başarıya ulaşamayıp işler terse dönünce etekleri tutuşup Brüksel'e firar eden muhterem geldi. Şu anda hâlâ orada mı bilmiyorum bu zat ama bana gelen bilgiye göre örgütün yeni üssü Belçika.
Kaynağım geçtiğimiz günlerde olan biteni şaşkınlıkla izleyen ve pek de içi almayan Gülen Cemaati mensubu bir tanıdığının aktardıklarından şoka girmiş. (Bu Cemaat mensubu kişinin adı şimdilik bende saklı kalsın. İfşa edip de adamın hayatını karartmayalım.)
Gelen bilgilerin bazılarını paylaşıyorum sizlerle:
"Buradaki Belçikalı güçlü siyasi liderlerle tek tek görüşüyorlar. Bir şekilde kendilerini sevdirip yakın ilişki kuruyorlar. Hatta başkomiserler, emniyet genel müdürleri ve daha birçok insanla da görüşüp Belçika polisine sızmaya çalışıyorlar. Ve başarılı da oluyorlar. Mesela Türkiye'den gelen bir ihbar varmış Gülen Cemaati'nin okullarının (Lucerna College) kapatılması ile ilgili. Bu ihbarın haberini alır almaz Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gitmişler gard almak için. Müdür; 'Hiç telaşlanmayın. Siz yasadışı bir şey yapmıyorsunuz. Türkiye'nin hükümet üzerinde yaptırım uygulaması mümkün değil' deyince çok rahatlamışlar. Bu arada Cemaat'in Brüksel'deki bu önemli kişisine göre örgütün yeni stratejisi tamamen genel seçimlere dönük. Bayağı derin planlar peşinde olduklarını söylüyor. Seçim ayı hazirana yakın aylarda Gezi, 6-7 Ekim olaylarına benzer olayların yaşanması için provokatif eylemlere imza atacaklarını iddia ediyor."
Kaynağım birkaç isim de verdi. Özellikle Belçika'nın yeni merkez seçilmesinde kimlerin başı çektiğine dair. Eminim ki bu bilgilerden devlet yetkililerinin de haberi vardır ama yine de ben hem AB Bakanımız Volkan Bozkır'ı hem de Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'nu uyarmayı görev kabul ediyorum. Binlerce Türkiye vatandaşının yaşadığı ve dost kabul ettiğimiz Belçika 'yı, bu örgütün tehlikesi ve kirliliği konusunda işler arapsaçına dönmeden sanırım bir dürtmek lazım.