Kendi tarihini yazamayanlar başkalarının yazdığı tarihi okur.
Görünen o ki CHP de gelecekte AKP'nin yazdığı tarihi okumaya mecbur olacak. Çünkü Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP ülkenin geleceğini şekillendirme ve tarihe unutulmaz hatıralar bırakmakla meşgulken CHP hâlâ kendi gündemini yazmakla meşgul.
Düşünün... İktidar olan parti 30 yıldan fazladır süren, binlerce insanın ölümüne, milli bütçeden milyarlarca doların kaybına neden olan bir kardeş kavgasını sonlandırmak için canhıraş mücadele ediyor. Sözüm ona alternatifi olan ana muhalefet partisi ise ne yapıyor? İç hesaplaşmalar ve kayıkçı kavgaları arasında debelenip duruyor!
Kadıköy'de CHP'ye yakınlığı ile bilinen bir internet sitesi var. Adı, "Çağdaş Ses." İki gün önce sitenin yazarlarından Sinem Subaşı, adını açıklamadığı bir arkadaşının anlatımlarından yola çıkarak kaleme aldığı yazıda CHP'yi birbirine katan skandal iddialara imza attı. Partinin Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş ile İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı'nın aynı uçakta seyahat ederken yaptıkları diyalogu okurlarıyla paylaşan Subaşı, Salıcı'nın "Gürsel Tekin bitti, sönük bir efsaneydi zaten. İstanbul'da hiçbir programa katılamıyor. O yüzden İstanbul dışında her yeri geziyor" dediğini.
Güneş'in ise "Zaten o İstanbul'dan vazgeçti, Kadıköy Belediye Başkan adaylığına razı" cevabını verdiğini ve bunun üzerine de Salıcı'nın şöyle bir yorum yaptığını aktardı:
"Evet, ben de duydum ama asla mümkün değil.
Selami Öztürk onu bitirecek.
Zaten Genel Başkan da Tekin'i hiç tutmuyor.
Zafer Mutlu ile Erdoğan Toprak, Sarıgül'ü ikna ettiler ama Sarıgül bütün ilçe belediye başkan adaylarını belirlemek istiyor. Genel Başkan da Sarıgül'ün bu talebini net şekilde reddetti. Aslında Sarıgül işi yokuşa sürüyor ama söyleyeyim, Tekin'in işi bitti. En kötüsünden Uğur Dündar'ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yapacağız!"
İddialarının doğruluğunu kanıtlamak için uçaktan çekilmiş bir fotoğraf yayımlayan Subaşı "Şimdilik bu kareyi yayınlamakla yetiniyorum" diyerek sanki yazının devamının geleceğini ima eden bir de not düştü altına. Ancak ertesi sabah siteye girenler Subaşı'nın "Vah CHP'nin haline vahh!" başlığı attığı yazısının yerinde yeller estiğini, onun yerine Hurşit Güneş'in iddiaları kesin bir dille yalanlayan tekzibinin girdiğini gördüler.
Güneş'in tekzibinin altına "Cevap hakkım saklıdır. Bir sonraki yazımda kullanacağım" ibaresini düşen Subaşı'ndan "işin özü"nü öğrenmek için irtibata geçtim Twitter üzerinden. Gelen cevap "Bu konuda konuşmaya yetkili sitenin yayın müdürü Reşat Şahin Öztürk'tür" olunca da Öztürk'ü aradım; fakat küçük çaplı bir araştırma yaptıktan sonra... CHP'li dostlar aynen şunu söyledi: "Çok eski bir CHP'lidir ve Gürsel Tekin'in de kankasıdır!"
Neyse... Uzatmayayım. Pek konuşmak istemedi önce. Kem küm durumları yani.
Bunun üzerine dedim ki: "Neresinden bakarsanız bakın rezalet bir olay! Eğer olay aynen yazarınızın aktardığı gibiyse, yani partinizin iki üst düzey yöneticisi uçakta bir başka genel başkan yardımcısı hakkında ve partinin iç meselelerini etraftakilerin duyabileceği şekilde konuşmuşsa zaten bir skandal! Değilse, yani siz bir asparagasa imza attı iseniz o da zaten ayrı bir skandal! Çünkü siz, o, bu, başka biri filan değilsiniz. CHP'lisiniz, partinin ikinci adamının kankasısınız ve siteniz partinin resmi yayın organı gibi yayın yapıyor. Ki bu da bana göre sizin Salıcı'yı itibarsızlaştırmak üzere görevlendirilmiş bir tetikçi olduğunuzu falan ortaya koyuyor!"
Böyle deyince tabii patladı Şahin Öztürk.
Çok şey söyledi ama sadece yazılmak kaydıyla şu açıklamayı yaptı: "Tetikçi falan değilim. Evet CHP'liyim. Evet Gürsel Tekin'in arkadaşıyım ama aynı zamanda da haberimin arkasındayım. Yüzde yüz doğru, kanıtlı bir haberdir. Elimizde video kaydı var. Eğer Tekin izin verirse söz konusu kaydı kamuoyuyla paylaşmaya hazırız!"
Şimdi... Öztürk'ün şu son ifadelerinin üzerine, yazacak, söyleyecek çokkkk şey var ama gördüğünüz gibi yerim dar! Bugün noktalıyorum ama bu konuya pazara devam edeceğimi de şimdiden anonsluyorum! Görüşmek üzere efenimmmm.