Türk Hava Yolları... Avrupa'nın değil sadece. Dünyanın en prestijli, en güvenilir ve en konforlu 5 havayolundan biri. Yine tartışmaların merkezinde.
Önce modacı Dilek Hanif'in kabin memurları için çizdiği şu fasıl heyetini andıran kıyafetlerin tasarımıyla gündeme geldi. Sonra bazı iç ve dış hatlarda kestiği alkollü içki servisi haberleriyle. Hanif'in tasarımları ile ilgili her yazının, her karikatürün altına imzamı basarım. Hanif'ten Osmanlı'yı anımsatan eskizler çizmesini isteyen THY'nin yöneticileri ne düşünüyor bilmiyorum ama bence o modeller Osmanlı'nın bile imajını yerle bir edecek kadar berbat ve kötüydü. Bunu THY yöneticileri de çok önceden anlamış ki fotoğrafların basına sızmasının hemen ardından, tasarımların sadece eskiz olduğunu açıkladılar.
Kendilerine naçizane tavsiyem mevcutla devam etmeleridir. Şahsen ben THY kabin memurlarının kıyafetlerini çok beğeniyorum. Sade ama çok şık ve estetikler. Bir de kaptanların kıyafetleri ile uyumlu. Hani havalimanlarında uçak personeli bir arada uçağa giderken rast geliriz... Kaptanlar önde, kabin ekibi arkada çok hoş görüntü verirler. Bazen denk gelirim yurt dışında filan... Gurur duyulacak bir bütünlüktür bizimkilerinki.
Eğer kabin ekibine o iğrenç tasarımları layık gören Hanif, kaptanlara da şıngır mıngır kumaşlardan birer kaftan giydirip kafalarına da kavuk taktırmayı düşünmemişse o tasarımlar zaten olmazdı, çünkü THY ekibinin bütünlüğünün anasını ağlatırdı.
Gelelim şimdi alkollü içkilerin bazı hatlardan kaldırılmış olmasının yarattığı arızaya. Kıyamet kopartıyor bazıları. Biri de Hürriyet'in eski yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök. THY'nin uygulamayla ilgili açıklamalarını samimi ve gerçekçi bulmayan Ertuğrul Bey "Yemeyin bizi! Talep yok, tasarruf gereği filan diye sakın üfürmeyin. Çünkü sizin asıl derdinizi biliyoruz" mealine gelecek şeyler yazıyor bi kaç gündür. Yazsın eyvallah ama bence asıl samimiyetsiz olan Özkök'ün kendisi. Ve asıl kötü niyetli olan. Çünkü o da çok iyi biliyor ki THY'yi yönetenleri bu kararı almaya yönlendiren temel sebep muhafazakârlıkları ya da molla kafalı oluşları değil, ekonomik düşünmeleri.
Bu ekonomik düşünceye hizmet eden uygulama neredeyse 2 yıldır var. Ertuğrul Bey sadece İzmir, Bodrum, Antalya, Ankara hava sahası üzerinde sörf yaptığından bizim oraların hava sahalarında neler oluyor, haberi yok! Bir kere gelseydi Vahap Munyar'la Malatya'ya ya da Ağrılılar, Karslılar kendisini davet ettiğinde kalkıp gitseydi oralara, anlardı aslında neyin ne olduğunu ama tabii yine de bir şey değişmezdi. Çünkü onun asıl derdi zaten anlamamak ve olabildiğince çarpıtmak.
Bakın... Business sınıf en az 12 koltuğun işgalidir. Doğu ve Güneydoğu uçaklarının birçoğunda bölge halkının gelir seviyesi göz önüne alınarak kaldırıldı bu sınıf. Çok iyi oldu, çünkü gerçekten de bir ya da iki kiş i dışında talep yoktu o koltuklara. Amaç daha çok insanı daha ekonomik taşımaktı.
Son kararlar da benzer amaç güdüyor. Business koltuklara o hatlarda talep yok. O koltuklarda doluluk oranı hep yüzde 50'nin altında kalıyor. Alkolü kesmekte niyet ise lojistik gideri azaltmak. Ha olmasa, böyle bir karar alınmasa daha iyi olurdu ama kararın altında başka şeyler aramak çok art niyetlice.
Diyorlar ki: "Alkol yavaş yavaş kaldırılacak THY uçaklarında." Külliyen yalan, palavra. Böyle bir şey mümkün değil çünkü THY artık Türkiye'nin değil, dünyanın havayolu. En son Paris'ten geldim. Yanımdaki koltuğa İstanbul aktarmalı G.Afrika'ya gidecek bir İngiliz oturdu. Adam THY'yi öve öve bitiremedi. Yemekler, alkol çeşitliliği ve servis kalitesine mest olmuştu.
British gibi bir şirkete sahip ülkenin vatandaşından duydum ben bu övgüleri ve gurur duydum. Şimdi söylesin bana Özkök ve onun gibi düşünenler. Dünya vatandaşının gözünde bir numaraya oturmuş THY alkolü tümden kaldırarak, bir anlamda intihar ederek geldiği bu noktadan geri döner mi?