Farkında mısınız bilmiyorum ama sanki sırat köprüsünden geçiyoruz gibiyiz her birimiz. Sapır sapır döküldük. Gördük, kim gerçekten barış istiyor, kim barış istiyormuş gibi yapıp yalandan numara üzerine numara çekiyor, kim harbi faşist, kim tüm bu trajediye rağmen vampir gibi dişlerini birbirine sürtüp, "Kannn... Kannn... İlla da kannn..." diye bas bas bağırıyor. Dün yazıya geçmeden evvel oturdum gazetelerimin başına. Okudum. Okudum ve mutlu oldum. Çünkü baktım ki mühim diyeceğim bütün kalemlerin havası barıştan, müzakereden filan yana... Bir iki zırtapoz hariç herkes memnun yaşanan süreçten. Mesela sevmeyiz birbirimizi... Hatta, "nefret bile ediyoruz birbirimizden" diyebilirim ama yalan yok çok güzel şeyler yazıyor bu süreçte Ahmet Hakan. Doğru şeyler... Hürriyet'in 3. sayfasında ve orta sayfasında bir yerlerde hâlâ Türkçülükten, ırkçılıktan falan döktüren kaşarların inadına yazıyor barıştan yana. Ve onların inadına, "Ulan ne ayaksınız siz kardeşim?" dercesine, patronu Aydın Doğan'ın grup çalışanlarına, yazarlarına, "Lütfen barış sürecini baltalamayalım" mealindeki çağrısını köşesinde olduğu gibi aktararak bence çok önemli bir tavır sergiliyor.
Mutluydum dün... Çünkü bir zamanlar... Ahmet Kaya'nın Kürtçe şarkı yapma isteğini dile getirdiği o gece sonrası affetmesi çok zor, ağır yazılar yazan Fatih Altaylı bu defa kan değil, bal damlatmıştı kaleminden; "Kan tacirleri sussun. Kanı akan konuşsun" diyerek. Bittim Fatih Ağabey yazına. Ve Fehmi Koru... Muhafazakârlara süper mesajların kalemi... Star'ın 3. sayfasından döktürmüş yine dün; "Haydi Allah rast getire..." diyerek. Devam Fehmi Ağabey. Devam çünkü bu mesajlara o kesimin çok ihtiyacı var. Dolu dolu bir yazıydı dünkü yazın. Ve biricik kardeşim. Canım arkadaşım İsmail Küçükkaya... Seninle gurur duyuyorum. İyi ki varsın İsmail. Senin için; "Yel değirmenine karşı mücadele eden Don Kişot" diyorlar ya bizim mahallede. Halt etmişler. Sen var ya! Sen inanılmaz bi işi başarıyorsun. Süpersin. Devam! Bir fidan daha düşmesin diye toprağa, devam İsmail.
Ve Erdal Ağabeyim... Sen bi tanesin. Ve SABAH Yazı işleri... Sakın ola o taşın altına koyduğunuz eli çekmeyin. Bu gazete hep çok önemli katkılar sundu Türkiye'nin demokratikleşmesine. Bundan sonra da sunmaya devam edecek.
Ve haklı olan kazanacak.
Biz kazanacağız. Er geç biz.