1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinin 1. fıkrasına göre, "Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir" dendiğini biliyordum ama bu maddenin devamında, "Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzeri kesinlikle aranamaz!" türünden bir abukluğun da yer aldığını bilmiyordum!
Açıldığı günden bu yana dün ilk kez ifade vermek için gittiğim Çağlayan Adliyesi'nde öğrendim bu durumu.
Öğrenince de tabii, "Nasıl yani?" oldum...
Elbette ki avukatlık mesleği son derece onurlu, şerefli, haysiyetli bir meslektir. Elbette ki toplum nezdinde onları farklı kılan birtakım özellikleri vardır.
Vardır ama bütün bu değerler neden bu mesleği tercih edenleri ayrıcalıklı kılsın ki?
Böyle saçma sapan bir ayrıcalık olur mu sevgili okurlarım?
Eğer içinizden, "Olur! Bal gibi de olur!" diyen birileri var ise o zaman onlara Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Aslan'ı hatırlatmak isterim. Biliyorsunuz, o da avukattı!
Ve o kimliğini kullanarak girdi belinde gizlediği silahla Danıştay'a.
Lütfen Çağlayan Adliyesi'ni gözünüzün önüne getirin.
Türkiye'nin en kritik davalarına bakan, sürekli kelle koltukta görev yapan yüzlerce savcı ve hâkim o kocaaaa, uçsuz bucaksız binanın içinde görev yapıyor.
Dün gördüm. Başsavcı ve vekili hariç hiçbir savcının ve hâkimin odasının önünde bekleyen özel koruma yok! Hepsi Allah'a emanet bir şekilde görev yapıyor.
Ya o hâkim ya da savcılardan biri bir avukatın canını yakmışsa.
Ya kaybettiği dava dolayısıyla maddeten ve manen çökmüş, bunalıma girmiş, bu sebeple de intikam hırsı ile yanıp tutuşan avukat intikamının peşine düşmüşse?
Olamaz mı yani?
Yani illa siyasi olması gerekmez tehlike arz edecek avukatın Alparslan Aslan gibi falan!
Basit bir alacak- verecek, boşanma, miras ya da ne bileyim basit bir taciz davası bile böyle bir duruma yol açabilir.
Şimdi...
Hal böyleyken yani Türkiye gerçeği buyken, avukatlık mesleğini icra eden kişilerin ısrarla farklı muameleye tabi tutulmayı istemeleri filan biraz bencillik olmuyor mu? Evet belki yeni bir düzenleme getirilebilir Çağlayan'a.
Avukatların sıradan vatandaşla aynı bölümden girip çıkmaları yerine farklı bir giriş yapılıp, onlara gerçekten ayrıcalıklı oldukları hissettirilebilir.
Ama bu, yine de avukatların güvenlik duvarını, kurallarını istedikleri gibi aşmalarına izin vermez.
Bunun için de yapılacak şey gayet basit.
Adalet Bakanlığı kanunun onları haklı kıldığını göz önüne alıp, ivedilikle keşmekeşe yol açan bu paradoksu ortadan kaldırmalı. Bakanlık, diğer bölümleri değil ama, "Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzeri kesinlikle aranamaz!" kısmının yasadan derhal çıkartılmasını sağlamalı.