İnfaz koruma memurlarının sorunlarını dile getiren önceki günkü yazım üzerine Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Sefa Mermerci aradı.
"Teşekkür ederiz. İlk kez Türk basınında bir yazar, bir gazeteci yaklaşık 40 bin insanı ilgilendiren bir meseleye kamuoyunun dikkatini çekti!" dedi.
Uzun uzun konuştuk Sefa Bey'le telefonda. Toplumda "Gardiyan" olarak bilinen infaz koruma memurlarının sorunlarının sanıldığından çok daha büyük olduğunu ve bu sorunlarla baş etmek için medya desteğine çok büyük ihtiyaç duyduklarını anladım.
Ben hem Sefa Mermerci'ye, hem de iki gündür teşekkür mesajları ile bütün posta kutularımı dolduran cezaevleri çalışanlarına, fırsat buldukça sorunlarını yazmaya devam edeceğime söz verdim. En kısa zamanda bir cezaevi ziyareti yapıp, çalışanların yaşadıkları sıkıntıları yerinde görüp daha geniş kapsamlı bir şekilde okurlarımla paylaşacağım ama bu iş sadece benim kalemimle sınırlı kalmamalı bence. O nedenle buradan bütün meslektaşlarıma çağrıda bulunuyorum:
"Gerçekten çok sahipsiz kalmışlar. Çok fazla 'öteki' muamelesine maruz bırakılmışlar. Lütfen siz de bir el atın bu meseleye!"
Bu arada bazı okurlarım sormuş; "Tamam bu arkadaşlar kendilerine 'gardiyan' denilmesini istemiyorlar. İyi ama ne diye hitap edeceğiz?"
Biliyorum biraz uzun bir tanımlama ama onlar şöyle dememizi istiyorlar:
"İnfaz koruma memuru!"