Dün sabah Kürtlere karşı ezelden beri oldukça soğuk bir duruşu olan aşırı Ulusalcı ve Kemalist düşünceye sahip arkadaşım kahkahalar eşliğinde telefonda, "Merak ediyorum. Aralarında Leyla Zana'nın da olduğu vatan hainlerinin YSK tarafından vetolanması kararını nasıl değerlendiriyorsun?" sorusunu yöneltince zaten söz konusu karardan dolayı dumur olmuş bendeniz dayanamayıp patladım;
"Asıl vatan haini kim ya da kimler biliyor musun? Sen ve senin gibi zihniyete sahip olanlar. Kürt sorununun barışçıl yollardan çözüm çabalarına resmen darbe indiren YSK'nın bu anti demokratik kararını kıs kıs gülerek alkışlayanlar. Utanmadan destekleyenler. Bu karardan medet umanlar! Allah seni de, senin gibi düşünenleri de, bu kararı vererek ülkede biraz olsun var olan iç huzuru bozmaya zemin hazırlayan YSK'yı da bildiği gibi yapsın emi!" deyip telefonu suratına kapattım.
Haklıydım da zira!
Çünkü YSK'nın bu kararı öyle dalga geçilecek, üzerinde tepinip keyif alınacak basit ve sıradan bir karar değil.
Bu karar, ülkeyi durduk yerde darboğaza sokacak son derece gereksiz bir karar.
Dün ben yazıyı kaleme aldığım sıralarda BDP taraftarları ülkenin çeşitli bölgelerinde yürüyüşe geçmiş ve YSK'nın bu abidik gubidik kararını protesto etmeye başlamışlardı bile.
Peki YSK niye vermiş barışa, demokrasiye adeta darbe indiren böyle bir kararı?
Efendim çünkü geçmişte bu kişilerin mahkûmiyetleri varmış.
Vetolanan bu adamlar sabıkalıymış yani. Ne yapmışlar peki?
Ellerine silah alıp adam mı öldürmüşler? Birine tecavüz mü etmişler? Hırsızlık mı yapmışlar? Yolsuzluk mu yapmışlar?
Hale bakınız ya!
Bir kısım adam "darbe çığırtkanlığı" yaptılar iddiası ile Ergenekon Davası'ndan tutuklu olmalarına rağmen ülkenin ikinci büyük partisi CHP listelerinden aday olabiliyor, ülkenin en mühim sorunu olan Kürt Meselesi'nin çözümünde köprü görevi olması beklenen bu ülkenin vatandaşı bazı insanlar ise geçmişte düşünceleri ve ideolojileri uğruna mücadele verdiler diye "bağımsız aday" bile olamıyorlar.
İnanın ne diyeceğimi bilemiyorum.
Aklıma bu kararı veren YSK'ya dönüp, "Olmaz olsun emi sizin o kahrolası mevzuatlarınız. Yerin dibine girsin inşallah!" demekten başka bir şey gelmiyor.