Devlet Bakanı Faruk Çelik'in Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde Alevi Çalıştayı nihai raporunu açıkladığı toplantıda gündeme gelmişti Madımak konusu. Çelik'in kamulaştırılan Madımak Otel'ini bir müzeye dönüştürme fikri vardı ancak müzenin nasıl bir müze olacağı konusunda kafası karışıktı. Aynı toplantıda, "Şu anda net, somut bir proje yok elimizde. O nedenle kamuoyundan gelecek her öneriyi dikkate alabiliriz" şeklinde bir ifade kullanınca ben de, "Amsterdam'daki Anne Frank Müzesi Madımak için iyi bir model olabilir" demiştim.
Nazi zulmünden kaçmak için 2 yıl boyunca Amsterdam'daki gizli bölmeleri olan çok küçük bir evde 8 kişiyle birlikte saklanan Yahudi Anne Frank'ın adını taşıyan müzeyi bilenler benim bu önerimin ne kadar yerinde bir öneri olduğunu da bilirler.
Evet. Belki Sivas Madımak'ta yaşanılan olaylarla Anne Frank evinde yaşanılanlar arasında bir benzerlik kurulamayabilir ancak nihai sonuçta ikisi de vahşetin özüdür!
Katliamın fotoğrafı, arşividir.
Amsterdam'daki müzede Anne Frank'ın günlüklerine yansıyan o korkunç 2 yıl olduğu gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Yılda 550 bin kişinin ziyaret ettiği müzede yapılmaya çalışılan şey insanlık tarihinin en büyük diktatörü olan Hitler ve onun zulmünü olabildiğince diri tutabilmek.
O kahrolası yılları genç insanlara unutturmamak!
Madımak'ta da yapılması gereken aynısıdır bence.
Orası da Anne Frank Müzesi gibi bir utanç müzesi olarak konumlandırılmalıdır.
Bütün dünyanın gözleri önünde diri diri yakılan insanların o gün yaşadıkları mümkün olduğunca yansıtılmalıdır gelecek kuşaklara.