Başbakan Erdoğan'ın Strasbourg'da gazetecilere verdiği söyleşide, "Başörtülü aday yoksa, oy da yok!" kampanyası ile ilgili söylediklerinden dolayı hayretler içerisindeyim. Demiş ki; "Başörtüsü, parlamentoya girmenin pazarlığı olmamalıdır. Bu kampanyalar yakışıksız. Kınıyorum!"
Duyunca önce inanmadım.
Fakat sonra bir sürü gazetede açıklamanın gerçekten de Başbakan tarafından yapılmış olduğunu görünce neye yalan söyleyeyim kendi kendime bir, "Allah...Allah" çektim. Hatırlar mısınız bilmem. Geçtiğimiz kasım ayının sonunda ben ve başörtülü arkadaşım Hilal Kaplan Başbakan Erdoğan'ın Lübnan gezisini izlemek üzere bizzat kendileri tarafından davet edilmiştik. Dönüş yolunda uçaktaki sohbet sırasında sormuştum;
"Bu dönem başı örtülü bir vekil olacak mı?" diye. O da, "Olabilir. Neden olmasın?" demişti ve ardından da eklemişti;
"Bunu sen ve Hilal el ele verip yapacaksınız!"
Başbakan'ın bu sözlerini biz şöyle okumuştuk; "Bu mesele ancak toplumsal bir uzlaşma ile çözülür. Başörtülü vekilin olması için başı açık kadınların destek vermesi gerekiyor!"
Elbette ki sadece Başbakan böyle dedi diye falan değil. Yıllardır demokratikleşmenin önünü tıkadığı, toplumsal huzuru bozduğu, insanların giyim kuşamları nedeni ile öteki muamelesi görmesinin gerçekten can sıkıcı olduğuna kanaat getirdiğim ve bir dönem kendimin bile önyargı ile yaklaştığı bu konunun artık bir tabu olmaktan çıkarılıp, gündemimizi gereksiz yere daha fazla işgal etmemesini arzuladığım, insanların inançlarına, düşüncelerine ve yaşam biçimlerine saygı duyulmasının çağın bir gerekliliği olduğuna inandığım için...
Destek verdim kampanyaya.
Beni tanıyan tanır. Bilen bilir.
Sayın Başbakan Beyrut dönüşü, "El ele verip siz çözeceksiniz!" dediği anda zaten benim için olay bitmişti.
Ama Hilal Kaplan, kampanya ile ilgili, "Var mısın?" çağrısını yaptığı anda da! Bakın. Bizim oralarda, sözünden dönenler için, "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!" derler...
Sayın Başbakan "Başörtülü aday yoksa, oy da yok!" kampanyasını başlatanları, destekleyenleri kınasa da, bizleri birer pazarlamacı gibi gördüğünü söylese de ben sözümden dönmem ve 'Bak kaşığını nasıl kırdırttı utanmadan!" dedirtmem arkadaş! Böyle biline yani...