BU arada Soner Yalçın'ın gözaltına alınmasının ardından yaşanan olaylar da beni şoke etti. Gözaltına alındığı gün evinin önünde çok yakından tanıdığım bir isim olan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ı görünce neye uğradığımı şaşırdım. Ardından Kemal Kılıçdaroğlu' nun ve Gürsel Tekin'in Yalçın'ın gözaltına alınmasıyla ilgili yaptıkları yorumları duyunca kahrımdan öldüm! "Yazık" dedim. Demek ki Soner Yalçın ve çetesi o kirli kalemleriyle memlekette derin güçler adına tetikçilik yaparken, sağa sola fütursuzca ateş edip, milletin namusuyla alçakça oynamaya çalışırken meğer lojistik desteği de bizimkilerden alıyormuş.
Meğer Oda TV'sinden Soner Efendi kadınlığım üzerinden çirkince saldırırken bendenize, en yakın dostları ailece tanıştığımız, karı-koca ağabey dediğimiz çok sevdiğimiz Gürsel Tekin ve Çetin Soysallar filanmış. Demek ki CHP'li bu ağabeylerimiz için kıymetli olan tek şey bir gazetecinin AKP'ye muhalefet yapıyor olmasıymış. Demek bunlar için bir gazetecinin AKP iktidarına muhalefet ederken bir başka arkadaşlarına hakaret etmesi, küfür etmesi, aşağılaması, horlaması, iftira atması, ahlaksızca saldırıp onlara (Ki bunlardan biri benim. Bir diğeri de yan komşum Mahmut Övür'dür. Her ikisi de her ikimizin yakın arkadaşı ve dostudur) psikolojik harp uygulamasının hiçbir sakıncası yokmuş!
Hani derler argoda; "Vay anasına sayın seyirciler!"
İşte aynen öyle! Bu durumda, bu tabloda benim söyleyebileceğim tek şeyde budur yani;
"Vay anasına Sayın izleyiciler!"