Bu CHP kafayı yedirtecek bana. Bir yanda Süheyl Batum'un Silivri Cezaevi'ne tünel kazma çabaları... Diğer yanda Sezgin Tanrıkulu'nun geçmişte Güneydoğu'da işlenen cinayetleri araştırmak için olağanüstü çabaları falan.
Bakıyorsunuz karşınızdaki manzaraya...
İster istemez de...
"Ne alaka kardeşim!" diyorsunuz.
CHP'li haber kaynaklarım aktarıyor.
Duyduğuma göre, kıyamet kopuyormuş parti içinde. Kaynaklarım, özellikle Tanrıkulu'nun ve Gürsel Tekin'in, Batum'un Ergenekon'dan tutuklu Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ı cezaevinden kurtarmak için açıkladığı formüle inanılmaz sert muhalefet yaptığını iddia ediyorlar.
Hatta Tanrıkulu'nun, Kılıçdaroğlu'nun karşısına geçip şöyle bir konuşma yaparak adeta rest çektiğini de...
"Bu açıklamalar bir çuval inciri berbat ediyor Sayın Genel Başkan'ım. Kalkıyoruz diyoruz ki; 'Geçmişte işlenen faili meçhul cinayetleri araştıralım. Bu cinayetleri işleyen derin güçlerin kim ya da kimler olduğunu ortaya çıkaralım.' Samimiyetimizi ortaya koymak için hükümete de çağrı yaparak, 'Gelin bir hakikatleri araştırma komisyonu kuralım.' Bu söylediklerimiz kamuoyunda tam yankı bulmaya başladığı zaman ise partimizin bir başka yetkilisi kalkıp, 'Ergenekon'dan tutuklu gazetecileri kurtarmak için milletvekili adayı yapalım' diyor. Böyle olmaz efendim! Batum yaptığı açıklamalarla yolumuzu tıkıyor. İçimizdeki bu paradoks CHP ile yakınlaşmaya çalışan demokratlar tarafından son derece samimiyetsiz bulunuyor. Bir karar vermeniz lazım. Ya elinize kazma kürek alıp Silivri tünelinin inşaatına katkıda bulunacaksınız ya da yumruğunuzu masaya vurup, 'Süheyl Hoca haddinizi bilin lütfen. Biz Ergenekoncuların avukatlığını yapmıyoruz artık!' diyeceksiniz!" Bilmiyorum.
Kılıçdaroğlu'nun bundan sonraki tavrının ne olacağını inanın kestiremiyorum. Ama ben olsaydım onun yerinde, muhakkak Tanrıkulu'nun haykırışlarına ve çırpınışlarına kulak verirdim.
Çünkü doğru olan o! CHP önce geçmişle hesaplaşmalı. Evvela, yıllarca karanlık kafaları ile memlekette türlü türlü dalavere çevirenlerden hesap sormalı. Bunların bir kısmının Ergenekon Davası kapsamında Silivri'de olduğunu bile bile kalkıp Ergenekon avukatlığına soyunmamalı.
Evet. Ben de Ergenekon davasının bir an evvel sonuçlandırılmasını istiyorum.
Sadece Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın değil... Tüm tutuklu olanlar için yargılamanın tez elden bitirilmesini arzu ediyorum.
Ama avukatlıklarını da artık CHP'nin yapmaması gerektiğine inanıyorum.
Bırakalım onların savunmasını profesyoneller yapsın. İşi sadece suçlanan insanların suçsuzluğunu ispat etmek olan profesyonel hukukçular...
Ha mesela Süheyl Batum kişisel olarak bu görevi üstlenebilir.
Pekala yakasındaki CHP rozetini çıkarıp, hukukçu cüppesini giyip Ergenekon Davası'ndan tutuklu isimlerin savunuculuğunu yapabilir.
Buna hiçbirimizin itirazı olmaz! Olamaz!
Ama CHP Genel Başkan Yardımcısı kimliği ile Ergenekon tutuklularına kol kanat germeye kalkışamaz!
Kalkışırsa ve bunu tamamen kişisel hesapları uğruna yaptığı ortaya çıkarsa, bir gün birileri de karşısına dikilip, "Partimin MYK'sında, meclisinde böyle bir karar yok!
Niye ısrar ediyorsun. Nedir senin hesabın kardeşim!" der.
Ve göreceksiniz diyecekler de sonunda.