Akdeniz'in doğusunda Levant deniz havzası olarak adlandırılan bölge "Gazze, İsrail, Lübnan, Suriye ve Kıbrıs" enerji bölgesi kabul ediliyor. Ve bu bölgede 1.7 milyar varil petrol, 3.45 trilyon metreküp doğalgaz rezervi bulunuyor. Bu rezervlerin parasal değerinin alt bandının 400 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Niçin yaptık bu kısa açıklamayı? Şundan yaptık; bu rezervlerin pazarlara çıkarılması gerekiyor. Hal böyle olunca en çok enerji ihtiyacı olan pazar Avrupa Birliği oluyor. İşte bu enerjinin ihtiyacı olan Avrupa pazarına taşınması şart. Ve taşıma için en ekonomik geçiş yolu Türkiye oluyor. Bir de Türkiye hem AB aday ülkesi hem de Gümrük Birliği'ne üye olduğundan güvenli geçiş yolu kabul ediliyor.
İşte şimdi bu geçiş yolunun altyapısının hazırlanması için çözüm bekleyen diplomatik sorunların tek tek ele alınmasına başlandı. İlk olarak Güney ve Kuzey Kıbrıs arasında Birleşmiş Milletler sponsorluğunda federasyona dayalı çözüm için görüşmeler başladı. Güney Kıbrıs'ın bu görüşmelerden pozitif sonuca ihtiyacı var. Aksi takdirde ekonomisinde beklentiler tamamen olumsuza dönüşecek. Dolayısıyla çözümün ardından Kıbrıs ve İsrail'in Akdeniz sularındaki doğalgazının tek bir kanalla Türkiye üzerinden Avrupa pazarına akışı sağlanacak.
Gelelim İsrail ile olan ilişkilere... Son bir yılda Türkiye-İsrail dış ticaret hacmi yüzde 27.5 çoğaldı. 2012'de 4 milyar dolar olan ticaret hacmi 2013'de 5.1 milyar dolar oldu. Türkiye'nin İsrail'e ihracatı aynı dönemde 2.3 milyar dolardan 2.6 milyar dolara, ithalatı 1.7 milyar dolardan 2.4 milyar dolara yükseldi. Böylece Mavi Marmara sorununun diplomatik çözümünün ardından iki ülke arasında ticaretin hızla arttığını söyleyebiliriz. Özellikle İsrailli işadamlarının Türkiye ile ilişkileri düzeltmeleri için hükümetlerine baskısı olduğunu belirtelim. Çünkü İsrail havzasındaki doğalgazın ihracatında tek yol Türkiye oluyor. Aksi takdirde İsrail ekonomisi önemli bir kaynaktan mahrum kalacak. İşte Güney Kıbrıs ve İsrail'le ilişkilerin iyiye gitmesi Türkiye ekonomisi için son dönemin en önemli gelişmesi oluyor. Ve Türkiye'nin enerji merkezi olmasını güçlendiriyor.
Yine Irak Kürt petrolü ve doğalgazı, İran, Azerbaycan, Rusya doğalgazı ve petrolü ile İsrail ve Kıbrıs gazının Türkiye'den geçmesi Türkiye'nin güvenli bir ülke olmasını gerektiriyor. Çünkü enerji merkezi olan bir ülkenin güvenliğinin sağlanması şart. Bu nedenle NATO'nun, Türkiye'nin güvenliği için daha fazla çaba göstereceği açık bir gerçek oluyor. Ve böylece Türkiye'nin güvenlik harcamalarının azalacağını ileri sürebiliriz. Dolayısıyla askeriyeden tasarruf edilen kaynaklar ve ilave enerji gelirlerinden yatırıma aktarılacak yeni kaynaklar Türkiye refahını hızla artırabilecek.
Anlayacağınız Güney Kıbrıs ve İsrail adımları son dönemin en önemli ekonomik gelişmesi oluyor Türkiye için. İşte bu ayrıntılar gözden kaçınca bu ülkenin geleceği hakkında hatalı değerlendirmeler yapılıyor. Oysa Türkiye ekonomisi daha iyiye gidiyor.