Dün Avrupa Komisyonu, aralarında anlaşıp faizleri istedikleri gibi belirleyerek hile yaptıkları gerekçesiyle üç bankayı 2.3 milyar dolar para cezasına çarptırdı. Dört banka için soruşturma hâlâ sürüyor. AB Komisyonu rekabetten sorumlu başkan yardımcısı Joaquin Almunia "Bu skandal, sadece Libor ve Euribor gösterge faiz oranlarını manipüle etmek değil, aynı zamanda bankaların aralarında anlaşıp hileyle küresel regülatörleri çalışamaz hale getirmek oluyor" dedi.
Peki hangi bankalar aralarında anlaşarak gösterge faizleri manipüle etti? Bu bankalar sırasıyla Deutsche Bank, Royal Bank of Scotland ve Citigroup ile soruşturması süren Credit Agricole, HSBC, JP Morgan, RP Martin olarak sıralanıyor. Hatırlayacaksınız daha önce İsviçreli UBS bankası, ABD Adalet Bakanlığı'na ve İngiltere Finansal Hizmetler Otoritesine Libor ya da Londra bankalararası faiz oranlarını manipüle ederek müşterileri aldatmak nedeniyle 1.5 milyar dolar ceza ödemişti. Yine rekabet koşullarında belirleyecekleri halde Libor'u aralarında anlaşıp kendi çıkarlarına uygun tespit ettikleri için UBS, Royal Bank Of Scotland, Barclays, Rabobank ve ICAP dahil finans kuruluşları toplam 3.7 milyar dolar cezaya çarptırılmışlardı. Bu defa altı banka Libor, Euribor ya da Euro bankalararası faiz oranı ile Tibor ya da Tokyo bankalararası faiz oranlarını aralarında kartel anlaşması yaparak istedikleri gibi belirleyip haksız kazanç sağlamışlar. Hemen belirtmekte fayda var; sadece Libor manipülasyonundan İtalyan konut kredisi kullanıcıları 3 milyar euro zarara uğradı. Tabii yapılan bu Libor ve Euribor manipülasyonları Türkiye'de kredi kullananları da olumsuz etkiledi. Onlar da yapılan bu manipülasyon nedeniyle zarara uğradılar.
Peki niye anlattık bütün bunları? Türkiye'de lobi elemanları "faiz lobisi yoktur, faizler piyasalarda arz ve talebe göre belirleniyor" diyorlar. Adeta Avrupa rekabet kurumlarını, ABD Adalet Bakanlığı'nı yalanlıyorlar. Bu arada Türkiye'de mevduata düşük faiz vermek, kart ve tüketici kredilerine yüksek faiz almak için kartel anlaşması yaptıkları gerekçesiyle 12 bankayı yakalayıp 1.2 milyar lira cezaya çarptıran, Rekabet Kurulu'nu da inkâr ediyorlar. Nedense bazıları, vatandaşın faiz manipülasyonuyla soyulmasını normal bir süreç olarak değerlendiriyor. Oysa hem ABD'de hem de Avrupa'da pek çok tüketici kuruluşu ve bu manipülasyondan zarar görenler teker teker dava açıyorlar, kaybettikleri paraları almak için. Sadece İtalya'da Euribor manipülasyonundan 2.5 milyon konut kredisi kullanıcısı mağdur oldu. Ve onlar şimdi haklarını arıyorlar. Kısaca bizim lobi elemanları "faiz lobisi yoktur, faizler piyasada arz ve talebe göre belirleniyor" dedikçe yurtdışından onlara " faiz lobisi vardır" itirazı geliyor. İşte dün AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Almunia, faiz manipülasyonundan yakalanan bankaların cezalarını açıkladı. Şimdi bizim faiz lobisi "tercüme hatası" deyip bu cezaları önemsizleştirmeye çalışacak. Sakın inanmayın.