Faiz lobisi eskiden "bütçe açığı çok yüksek ve hızla artıyor" diyerek faizleri yükseltmeye çalışırdı. Bütçe açığı kapanıp, kamu borç yükü azalınca bu defa aynı lobi "cari açık yüksek, Merkez'in döviz rezervleri azalıyor" diyerek faizleri yükseltmeye çalışıyor. Amerikan Merkez Bankası Başkanı Bernanke'nin "varlık alımlarını azaltacağız" açıklaması ve hemen ardından Gezi olayları bahanesiyle 3 Haziran 2013'te lobinin borsada yarattığı çöküşün etkisiyle döviz rezervleri azaldı.
Hatırlayacaksınız lobinin elemanları döviz rezervleri azaldığı için Türkiye'nin dış ödemelerini yapamayacağını bu nedenle faizlerin hızla yükseltilerek sıcak para girişinin sağlanmasını istediler.
Hatta lobi "Merkez döviz satmamalı faiz artırmalı" diyerek hata yapıldığını ileri sürdü. Fakat işler onların arzu ettiği gibi gelişmedi. Dün Başbakan Erdoğan "altın dahil döviz rezervlerinin 135 milyar 328 milyon dolara yükseldiğini" belirtti. Böylece 26 Nisan 2013'te altın dahil 135 milyar 245 milyon dolar olan rezerv seviyesi aşılmış oldu. Ve 19 Temmuz 2013'de 120 milyar 171 milyon dolara gerileyen rezervler yeniden 15 milyar dolar çoğaldı.
Peki rezervler niye çoğaldı?
Çoğaldı çünkü mali disipline uyulduğu için bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1.2'ye geriledi. Ve kamu borç yükü yüzde 35 oldu. Bir de devlet 2002'de ortalama 9 ay vadeyle borçlanırken şimdi 74 ay vadeyle borçlanıyor.
Hemen belirtelim merkezi devletin kısa vadeli dış borcu yok. Kısaca piyasalardaki bütün parayı çekip harcayan leviathan devlet yok artık. Yine iç ve dış şoklarda disiplinli maliye politikası kırılganlığı önlüyor. Mali disiplin bozulmadığı takdirde bundan böyle bu ülke ekonomisinin kısa süreli piyasa bozulmaları dışında krize girmesi mümkün değil. İşte güvenilen Hazine ve başarılı bütçe performansı rezervleri çoğaltıyor.
Gelelim lobinin faiz artırımı için bahane ettiği cari açığa... Cari açıkta devlet katkısı yok. Açığın hemen tamamı özel sektörün ürettiğinden fazla harcamasından kaynaklıyor, açığın finansmanını bu ülkede elde edip yurt dışına götürdüğü kurumsal tasarruflarla sağlıyor. Kullanılan yöntemle şirketler borçlu gösterilip vergi ödenmiyor.
Tabii bazıları kur hareketlerinde "batırıyoruz" diyerek bağırıp çağırıyor ama boş bir gösteri bu aslında. Çünkü borcun alacaklısı da borçlusu da kendileri. Dolayısıyla lobinin ileri sürdüğü gibi kırılgan bir cari açık yok ortada.
Bütün bu açıklamaların ardından gelelim lobinin anlamsızlaşan iddiasına...
Bildiğiniz gibi lobi elemanları sürekli yüksek faiz-düşük kur uygulamasını savunurlar.
İşlerine gelmediğinden rekabetçi döviz kurunu inkâr ederler. Oysa Merkez, lobiye teslim olmayıp faizleri artırmayınca, olumsuz küresel koşullara rağmen ihracat kasımda rekor kırdı. İhracatta yıl hedefi 153 milyar dolara ulaşılacak. Anlayacağınız faiz lobisinin "rezervler azalacak" iddiası tutmadı. Tam aksine döviz rezervleri çoğaldı, ihracat arttı, kasım ayı enflasyonu beklentilerin altında kaldı.
Bakalım lobinin bahanesi şimdi ne olacak?