Şirket kârlarının yüzde 40'ı finans sektörüne gidiyor. Bir finans kuruluşu olarak kredi kartı şirketleri aldıkları işlem komisyonlarıyla bir bakkalın kârının büyük kısmını alıp götürebiliyorlar.
Çünkü çok düşük maliyetle gerçekleşen elektronik hizmet karşılığı çok yüksek komisyonlar alıyorlar.
Böylece düşük fiyatla alınabilecek gıda ürünlerinin fiyatlarını hızla yükseltiyorlar.
Tabii işin sadece komisyon kısmı bu. Bir de kredi kartıyla yapılan en az ödeme ya da gecikme faizlerinin ortaya çıkardığı vatandaşı köleleştirme işlemleri var.
Gelelim kredi kartıyla vatandaşın nasıl köleleştirildiğine... Bildiğiniz gibi düşük gelirliler fazla tasarruf yapamaz ama çok küçük olsa da bir miktar parayı banka mevduatı olarak ayırabilir.
Fakat bu düşük gelir grupları sayıca çok olmaları nedeniyle küçük mevduatların toplamı milyarlarca lirayı bulabiliyor. İşte bu mevduatlara aralarında anlaşıp düşük faiz veren bankalar elde ettikleri az maliyetli parayı yine düşük gelir gruplarına bu defa kredi kartı yoluyla yüksek faizle kullandırırlar. Böylece kredi kartı harcamalarının en az ödemesini yapan ya da bir taksitini geciktiren vatandaş yüklüce bir faiz borcuyla karşı karşıya kalır. İşte bu yüklü borcu ödemek için vatandaş mega zenginlerin hesabına sürekli çalışmak zorundadır artık.
Çünkü kuralları da mega zenginler koyduğu için bu tuzaktan kurtuluş zordur. Dolayısıyla fakir iyice fakirleşir ve adeta mega zenginlerin kölesi haline dönüştürülür. İşte bu köleleştirme sürecine güzelleme yapanlara faiz lobisi diyoruz. Lobi, medyada faizlerin piyasada serbest rekabet koşullarına göre belirlendiği yalanıyla vatandaşı aldatır. Yine bürokrat ve siyasetçi üzerinde faizlerin ve kart komisyonlarının artırılması için yoğun baskı kurar. Tabii bu arada kendisi de hizmetinin karşılığı olan komisyonu alır. Hemen hatırlatmakta fayda var, lobicilik ve kampanyalar finans sektörünün en çok yatırım yaptığı iki alan oluyor.
Gelelim bütün bunları niye anlattığımıza...
Anlattık çünkü Başbakan Erdoğan pazar günü Fethiye'de yaptığı konuşmada "Faiz lobisi birilerinin ihya olmasına yarıyor. Vatandaşım, kredi kartlarını alırken lütfen hassas olun, kredi kartları faiz lobisinin en büyük kaynağıdır. Paranız kadar, yorganınız kadar ayağınızı uzatın, sonra bunlara malzeme olmayın. Elinizde ne var ne yok alıp götürürler" dedi. Ve vatandaşı faiz lobisine karşı uyardı. Şimdi bu uyarıya karşı faiz lobisinin elemanları yine "faiz lobisi yok" diyecek muhakkak.
Hemen hatırlatalım, Rekabet Kurulu "mevduata düşük faiz verelim, kredi kartından yüksek faiz alalım" diyerek anlaşan on iki bankayı yakaladı. Yurtdışında Libor'u manipüle edip emeklinin, öğrencinin, işçinin 176 milyar dolarını çalan on sekiz banka yakalandı. Madem faiz lobisi yok o halde ABD Adalet Bakanı Eric Holder neden bu işin peşine düştü? Cevap bekliyoruz bu soruya.