Son dönemde "Türkiye ekonomisi sıcak parayla dönüyor" söylemi yaygınlaşmaya başladı. Niye söylüyoruz bunu? Çünkü çok sık kullanılmaya başladı bu söylem bazılarınca. Tabii bu söylemin yaygınlaşmasının ardından "ekonomik kriz kaçınılmaz" algısı yerleştirilecek.
Gelelim "kriz kaçınılmaz" algısının nasıl yerleştirileceğine... Şöyle yerleştirilecek, bir iç ya da dış şok halinde sıcak para çıkışı olacağından ya da kısa vadeli borçların yenilenmesi yapılmayacağından mali piyasalar karışacak, hisse senedi piyasasında çöküş yaşanacak. Ardından mali piyasalardaki kriz reel ekonomiye yansıyacak ve sıkışan ekonomi nedeniyle pek çok firma işçi çıkartacak, işsiz ve gelirsiz kalan vatandaş politik düzeyde harekete geçip hükümeti devirecek.
Gelelim bu sıcak para söylemiyle kriz çıkartmak isteyenlerin yanıldıkları konuya... Bu söylemi kullananlar, kısa vadeli borç anlamına gelen sıcak para analizini pek iyi yapamıyorlar ya da kasıtlı olarak istedikleri gibi yorumluyorlar. Halbuki sıcak para akışının durmasına dayalı bir krizin çıkması Türkiye'de artık mümkün değil. Niçin değil? Çünkü merkezi devlet sıcak parayla borçlanmıyor.
Hemen rakamları verelim 2002'de merkezi devletin nakit Türk parası cinsinden ortalama borçlanma vadesi 9.4 aydı. Yani 2002'de borçlanmanın vadesi bir yıldan kısa olduğundan devlet neredeyse ödemelerinin pek çoğunu sıcak parayla borçlanarak yapıyordu. Oysa son yayımlanan Ağustos 2013 verilerine göre devlet borçlanmasının ortalama vadesi 72.9 aya çıktı. Yine 2002'de devletin yedi yıl olan dolar cinsinden dış borçlanma vadesi tam 20 yıla uzadı. Bir de hemen hatırlatalım merkezi devletin kısa vadeli dış borcu yok. Kısa vadeli dış borçların hemen tamamı özel sektörün borçları.
Gelelim kısa vadeli borçların dağılımına... Kısa vadeli dış borçların 86.2 milyar doları bankaların borçları. Bu borçların 49.2 milyar doları döviz mevduatı, 37 milyar doları kredilerden oluşuyor. Banka dışı şirketlerin dış kredi borçları ise 32.6 milyar dolara ulaşıyor. Bu borçlar karşılığında yurtdışında şirketlerin 20.1 milyar dolar döviz mevduatı bulunuyor. Bankaların ise yurtdışında 23 milyar dolar döviz,16.1 milyar Türk lirası mevduatı var.
Niçin anlattık bunları? Anlattık çünkü kriz çıkartmak isteyenlerin söylediği doğru değil. Rakamlar ortada. Devlet artık sıcak parayla borçlanmıyor. Sıcak parayla borçlanan özel sektör. Onların kullandığı kısa vadeli döviz borçlarının bir cepten diğer cebe borç olduğunu da biliyoruz. Çünkü şirketlerin 20 milyar dolar tutarında yurtdışında bilinen mevduatları var. Bilinmeyenler ayrı tabii.
Anlayacağınız merkezi devlet sıcak parayla borçlanmadığından iç ve dış şoklar devlet ödemelerini aksatmaz. Dolayısıyla Türkiye'de ekonomik kriz çıkmaz. Sıcak para üzerinden kimse bu ülkeye tuzak kurmasın, kendileri kurdukları tuzağa düşer. Sonra 2008'de olduğu gibi gidip Başbakan Erdoğan'dan yine özür dilemek zorunda kalabilirler.