Türkiye'de vatandaşın alın terini çalmak için faizler manipüle edilirken faiz lobisinin elemanları hemen karşı çıktılar. "Hayır faiz lobisi yok, faizlerde manipülasyon da yok, faizler piyasada arz ve talebe göre belirleniyor" dediler. Bizdeki faiz lobisi elemanları faizlerde manipülasyonu reddetti. Ama kısa süre sonra Londra'da faizlerin para arzı ve talebine göre piyasada belirlenmediği, faizlerin bir çete tarafından istendiği gibi ayarlandığı ortaya çıktı.
Yakalanan bu faiz çetesi küresel işlem hacmi 800 trilyon doları bulan piyasayı dolandırdığı için yargılanıyor. Ve şimdi bu çeteden mahkemeler ve düzenleyici kurumlar yaklaşık 20 milyar dolar para cezası talep ediyor. Tabii ardından bu çeteden zarar gören, konut, otomobil, öğrenci kredisi kullanan bireyler de davacı olup uğradıkları zararların tazminini isteyecekleri için çetenin ödeyeceği para cezası tutarı artacak. Yine faizleri manipüle edip insanların parasını çalan bu çeteye karşı kriminal ceza davaları da açılacak.
Niye anlattık bütün bunları? Çünkü faiz lobisinin Türkiye'deki uzantılarının yarattığı "faizler piyasada arz ve talebe göre belirleniyor" söyleminin yalan olduğu ortaya çıktı.
Gelelim faiz lobisinin ikinci yalanına... Bildiğiniz gibi kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin notunu haksız olarak düşük tutuyor. Böylece Türkiye halkı, haksız olarak yüksek faiz ödüyor. Fakat bu haksızlık yapılırken faiz lobisinin elemanları Türkiye'ye verilen notun doğru olduğunu ileri sürmeye devam ediyorlar. Ve derecelendirme kuruluşlarının "haklı olarak Türkiye'yi yatırım yapılamaz seviyede tuttuğunu" söylüyorlar. Hatta kredi derecelendirme kuruluşlarının bilimsel çalıştığını belirtiyorlar.
Oysa Türkiye'nin yatırım yapılabilir seviyede not alan pek çok ülkeden daha iyi makro ekonomik göstergelere sahip olduğu açık gerçek. Türkiye'nin bütçe açığı/ milli gelir, kamu borç yükü, kısa vadeli dış borç/ döviz rezervleri, büyüme hızı oranları sürdürülebilir bir ekonomiyi bize gösteriyor. Hal böyleyken faiz lobisi Türkiye'yi yatırım yapılamaz seviyede tutan notçuları aklamaya çalışıyor.
İşte faiz lobisi notçuları aklamak için çırpınırken pazartesi günü lobiyi zora sokacak bir açıklama ABD Adalet Bakanı Eric Holder'den geldi. Bakan Holder, ABD'nin en büyük kredi derecelendirme kuruluşu Standart& Poor's'un (S&P) konut varlığına dayalı menkul kıymetleri (collateralized debt obligation) derecelendirirken yolsuzluk yaparak sahte not verip yatırımcıları dolandırdığını ileri sürdü. Ve bu sahte notlama nedeniyle derecelendirme kuruluşu S&P'den federal sigorta kuruluşlarının uğradığı zarar karşılığı 5 milyar dolarlık para cezasını ödemesi talebinde bulundu. Tabii bu tutar sahte notlamadan zarar gören sigorta şirketlerinin uğradığı zarar. Yatırımcıların zararını kapsamıyor bu dava. Zarar gören yatırımcılar ayrıca dava açıp uğradıkları zararın tazminini isteyecek.
Gelelim tabuların yıkılmasına... Faiz lobisi, Türkiye vatandaşlarının alın terini çalmak için derecelendirme kuruluşlarını ve faizleri manipüle eden batılı bankaları bilimsel çalışan dokunulmaz kuruluşlar olarak ilan etmişti. Çünkü lobinin soygun yapmak için tabuya ihtiyacı vardı. Ama şimdi kolay para kazanmaya alışmış kesimin lobiciliğini yapanların yarattığı tabular teker teker yıkılıyor. Yakında Türkiye'de faiz lobisinin neden olduğu zararlar gündeme gelecek. Bakalım ne bahaneler bulacaklar?