Avrupa parası euro beklenmedik biçimde değerleniyor. Bu değerlenmeyi "Avrupa ekonomisi iyiye gidiyor" yorumlarına bağlamak doğru olmaz. Ayrıca Avrupa'da iyi gidişi gösteren yeni bir anlamlı gelişme yok. Dolayısıyla euronun Amerikan doları, Çin yuanı ve Japon yeni karşısında değer kazanmasının nedenini diğer ülkelerin rekabetçi devalüasyon ya da kur savaşına bağlayabiliriz. Çünkü ABD ve Çin kendi ürünlerini satabilmek için diğer ülke para birimlerini değerlendirip adeta onların ihraç mallarını pahalı hale getiriyorlar.
Niye böyle bir değerlendirme yapıyoruz? Çünkü Çin'in elinde bol miktarda dolar rezervi var. Çin dolar satıp euro alıyor. Böylece euro değerleniyor dolar değer kaybediyor. Çin kendi parasının değerini de dolara bağladığı için dolar değer kaybederken yuan da değer kaybına uğruyor. Böylece Çin ve ABD kendi ürünlerini göreli olarak ucuzlatıp, ihracatlarını çoğaltmaya çalışıyorlar. Hemen belirtelim ABD ekonomisinin gerilemesi Çin'in işine gelmiyor. Neden gelmiyor? Çünkü Çin hem ABD'ye ihracat yapıyor hem de ABD'den büyük tutarlarda alacaklı. Çin'in elinde 1 trilyon 146 milyar dolarlık ABD Hazine tahvili bulunuyor. Bu borçların geri ödenmesi ABD ekonomisinin sağlığına bağlı oluyor. Hemen belirtelim Japonya için de ABD ekonomisinin sağlığı önemli. Japonya 1 trilyon 132 milyar dolarlık ABD Hazine tahviline sahip.
Gelelim yeni gelişmelere... Son dönemde Japonya da ABD ve Çin'e katıldı. Japonya Başbakanı'nın müdahalesiyle yen hızla değer kaybetmeye başladı. Bazı iktisatçılar "ihracatın kaliteli mal üreterek artacağını, paranın değerini düşürerek ihracatın artırılamayacağını" ileri sürse de yaşananlar onları pek doğrulamıyor. Parasını değerlendirmekten kaçınan Çin yıllar boyunca ihracatını süratle çoğalttı. Yine Avrupa parası euronun aşırı değerli kalmasının krizden çıkışı zorlaştırdığı açık bir gerçek. Hatta ünlü yatırım fonu yöneticisi George Soros, euronun değerlenmesi nedeniyle bu yıl sonunda Almanya'nın bile zora girebileceğini ileri sürüyor.
Gelelim dolar, yuan ve yen'de gözlenen rekabetçi devalüasyonun Türkiye'ye etkisine... Geçen haftanın son iş gününde dolar Türk parası karşısında değer kaybederek 1 lira 74 kuruşa kadar geriledi. Tabii bu gelişme euro/dolar paritesine paralel olarak yaşanıyor. Aslında euronun değer kazanması ve doların değer kaybetmesi Türkiye'nin Avrupa'ya ihracatını olumlu etkiliyor. Çünkü Türkiye ara malı ve hammaddeyi dolarla ithal ettiği için Avrupa'da rekabet gücü kazanıyor. Fakat dolarla ihracat yaptığı ülkelerde tam aksine rekabet gücünü kaybettiriyor. Merkez Bankası'nın tüketici fiyatlarına göre hazırladığı reel kur endeksi ortalaması Türk parasının yüzde 18.3 aşırı değerli olduğunu gösteriyor. Merkez Bankası Türk parasındaki aşırı değerin yüzde 20'yi geçmesi halinde müdahale edeceğini açıklamıştı.
Euroya gelince... Eurodaki değerlenme dolar bazında ele alındığında yıl başından bu güne 1.3191 düzeyinden 1.3712'ye yükseldi. Peki Türk parasının dolar karşısında değeri ne olacak? Bu soruya Vadeli İşlemler Borsasında en son işlemlere göre cevap verilebilir. Vadeli döviz işlemlerinde haziran ayı Türk lirası dolar fiyatı 1.7945, euro fiyatı 2.4315'ten işlem görüyor. Bu fiyatlara göre Haziran 2013'te euro/ dolar paritesinin 1.3549 olarak tahmin edildiğini söyleyebiliriz. Tabii gözden kaçırılmaması gereken bir konuyu hemen belirtelim: Kur savaşları olarak tanımlanan rekabetçi devalüasyonlar nominal döviz kurlarında beklenmedik oynaklıklar yaratabilir.