Bu yıl başında faiz lobisi, "Türkiye döviz bulamayacak ve batacak" diye medyada büyük gürültü çıkardı. Olaylar lobinin söylediğinin tam aksine gelişti, ihracat azalacağına yüzde 13.4 arttı. Dış ticaret açığı ve cari açık azaldı. İşlerin iyi gittiğini gören lobi "ekonomiyi acaba nereden vururum" arayışı içinde bu defa Türkiye'nin altın ihracatını sorun olarak gündeme getirdi. Altını, sanki dünyada bir ihraç malı değilmiş gibi göstererek Türkiye'nin altın ihracatını küresel güçlere şikâyet etti.
Faiz lobisinin bütün ümidi şuydu: Türkiye'nin altın ihracatı durdurulursa ekonomide kırılganlıklar artacak, yüksek bir devalüasyon beklentisi olacak, faizler hızla yükselecek ve böylece Türkiye ya yüksek faizle borçlanacaktı ya da dövizde önemli bir hareketlenme yaşanacaktı. Kısacası lobinin kârı, hem faizden hem dövizden gelecek kazançla çoğalacaktı. İşte bu nedenle lobi Türkiye'yi, "İran'a altın ihraç ediyor" diye ABD Senatosu'na şikâyet etti. Ama gene kendi kurduğu oyun kendi ayağına dolandı. Şimdi ortaya yeni bilgiler dökülmeye başladı.
Türkiye'nin altın ihracatının ABD Senatosu'na şikâyet edilmesinin nedenleri araştırılırken yeni bulgulara ulaşıldı. Önceki gün Taraf'ın "TSK'nın AKP Stratejisi" başlıklı haberi, gayet normal bir ticari faaliyet olan altın ihracatının neden ABD Senatosu'na şikâyet edildiğinin farklı bir yönünü gözler önüne serdi. Haber aynen şöyle:
Genelkurmay Başkanlığı'nca Ergenekon mahkemesine gönderilen hard disklerde yer alan bir belgede, AKP'ye karşı izlenecek strateji belirlenmiş. Planda yer alan maddelerden biri düpedüz şöyle diyor. "AKP'nin toplumsal desteğini kaybetmesi, ya küresel sermayeyle işbirliğinin bozulmasıyla ya da dünya genelinde gerileyen küresel sermayenin Türkiye'de de gerileyerek ekonomik istikrarı sürdürecek gücünü yitirmesiyle mümkün olabilecektir" diye işi planlıyor.
Bu planı okuyunca "Türkiye'nin yasal altın ihracatının ABD Senatosu'na şikâyet edilmesi de acaba bu planın bir parçası mı?" sorusu akla geliyor. Türkiye'nin yasal altın ihracatını şikâyet ederek Türkiye'nin küresel güçlerle ilişkilerini bozmak düşüncesi uygulamaya konuluyor olabilir bu hamleyle.
Gelelim Türkiye'yi şikâyet edenleri zor durumda bırakacak bir başka yeni bilgiye daha... 21 Aralık 2012'de IMF'nin web sitesinde, "Fakir ülkelere verilen sıfır faizli kredilerin süresi uzatıldı" başlıklı bir duyuru yayınladı. Bu duyuruda, IMF'nin Şubat 2012'de ve Eylül 2012'de finansman sağlamak amacıyla aldığı kararlar yer aldı. İlk karar doğrultusunda, IMF'nin, 1.1 milyar dolarlık altın sattığı ve IMF'nin ikinci kararla da daha 2.7 milyar dolarlık altın satacağı belirtiliyor.
O zaman bizim faiz lobisine sormak gerekiyor: "IMF bile altın satarken, Türkiye niye altın satamayacak?" Lobi bu sorununun cevabını vermek zorunda.
Türkiye'nin altın satışını uluslararası merkezlere şikâyet edenler bu şikâyeti neden yaptıklarını açıklamalı. Aksi takdirde, şikâyeti bir planın parçası olarak yaptıkları şüphesi mahkeme belgeleriyle çoğalmaya başlıyor.
