Türkiye"nin yıl sonunda yaptığı milyar dolarlık özelleştirmeler, dünya ekonomik krizine rağmen iyi talep buldu. Böylece devletin gelecek yıl yaklaşık 10 milyar dolarlık özelleştirme tahsilatı yapabilme ihtimali arttı. Dolayısıyla bu özelleştirme gelirleriyle kamu hizmetleri çok daha kolay finanse edilecek.
Peki bazıları niye buna sevinemiyor ve özelleştirme gelirleri özellikle kimleri rahatsız ediyor?
Yılın son ayında özelleştirmelerin birdenbire hızlanıp 12 milyar dolara ulaşması öncelikle devlete borç verenleri rahatsız etti. Çünkü bu gelir, devletin borçlanmasını azaltacağından faiz lobisinin komisyonu düşecek. İşte bu nedenle yapılan otoyol ve elektrik dağıtımının işletme hakkı devirlerini, Osmanlı'nın başarısız olan devlet geliri yöntemine benzetiyorlar. Bugünkü özelleştirmeyi, "iltizam usulü, imtiyaz, mukataa, malikâne" ile karşılaştırıyorlar.
Oysa faiz lobisinin söylediğinin tam aksine Osmanlı, özelleştirme yaptığı için değil, özelleştirme yapamadığı için battı. Osmanlı'da özel mülkiyet yoktu! Fetihler durup da, üstüne bir de toprak kaybedince devletin gelirleri azaldı. Özel mülkiyet olmadığından verimsiz işletilen topraklar yeterli geliri sağlayamadı.
Avrupa ise bambaşka bir aşamadaydı. İktisat tarihçisi Douglass C.North'a göre, orada 15'inci yüzyılda, hisse senediyle riski paylara bölen, devredilebilen ve çocuklarına miras yoluyla kalan anonim şirket modeli devreye girmişti. Bu model, Batı'nın ilerlemesinin en önemli unsuru oldu. Osmanlı'da vakıf müessesesi olduğundan anonim şirket modeline geçilemedi. Böylece riskli büyük projelere çok ortakla girmek mümkün olmadığından ekonomide sermaye birikimi sağlanamadı.
Bir de zenginleşen kişilerin mallarının sık sık müsadere edilmesi zaten anonim şirket müessesesine pek izin vermiyordu. Kısacası mülkiyetin merkezi otoritede toplanması Osmanlı'nın gerileyip batmasına neden oldu. Anlayacağınız Osmanlı'yı özelleştirme değil, bir anlamda özelleştirmenin yapılamaması batırdı.
Ama özelleştirmelerden rahatsız olan faiz lobisi bu gerçeği görmezden geldiği gibi, Türkiye'nin notunu haksız olarak düşük tutan kredi derecelendirme kuruluşlarını bile destekliyor, bunların Türkiye'ye bilimsel not verdiğini ileri sürüyor. Ve Türkiye hazinesi ülke notu düşük tutulduğu için 15 milyar lira fazladan faiz ödüyor.
Ayrıca ekonominin yüzde 40'ının kayıt dışı olduğu da bu zatlar tarafından biliniyor. Hatırlayın... Ekonomiyi kayıt içine almak için çıkartılan yeni Ticaret Kanunu'nun şeffaflık hükümleri 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe girecekken, TÜSİAD ve TOBB'un baskısıyla CHP öncülüğünde değiştirildi. Faiz lobisi devlet gelirlerini azaltan bütün bu uygulamalara sessiz kalıyor ama devletin gelirini artıran özelleştirmelere karşı çıkıyor. Çünkü geliri artan devlet daha az borçlanıyor ve faiz lobisinin komisyonu azalıyor.
Kısacası faiz lobisi, borcu azalan devlet istemiyor. Çok borçlanan ve çok faiz ödeyen 'batık' bir devlet istiyor. Ama özelleştirmelerle tam aksi yaşanıyor. Başbakan Erdoğan'ı ekonomiden sıkıştırıp iktidardan gönderme hayalleri suya düştüğü için de bazıları çok sinirleniyor.