İspanya'nın ekonomik durumu hiç iyi değil. İşsizlik yüzde 23.6'ya ulaştı. İspanya neredeyse 1929 büyük dünya krizinde ortaya çıkan yüzde 25 işsizlik oranını yakaladı. Özellikle gençlerde işsizlik yüzde 50'yi geçti.
Peki İspanya ekonomisi nasıl bu duruma düştü? Alman bankaları İspanya'daki iş ortaklarına büyük miktarlarda kredi verdiler. Bu krediler gayrimenkul sektöründe kullanıldı ve fiyatları şişirdi. 2008 krizinde birdenbire konut sektörü çökünce kredilerin geri ödenmesi zora girdi. İşte 2008'den beri İspanyol bankaları Alman bankalarına borçlarını ödemekte zorlanıyor. Almanya alacaklarını tahsil etmek için İspanya'ya "kemerlerini sık borçlarını öde" diye bastırıyor.
Bu konuda Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman devreye giriyor ve "kemerler sıkıldığında İspanya daha da zor duruma düşebilir" diye uyarıyor. Çünkü kamu harcamalarının azaltılması ve vergilerin çoğaltılması işsizliği gerçekten de artırabilir.
Peki İspanya bu bunalımdan nasıl çıkacak?
İktisatçı Krugman'ın The New York Times'taki yazısına göre çıkış için iki yol var. Birinci yol: Avrupa para sistemine üye ülkelerin üyelikten ayrılıp ulusal paralarına dönmeleri gerekiyor. Yani Krugman euronun ortadan kalkmasını öneriyor.
İkinci çıkış yolu olarak da, Avrupa Merkez Bankası'nın daha da genişletici para politikası uygulaması gerektiğini savunuyor. İspanya ve diğer zor durumdaki ülkelerin ekonomiyi genişletici yönde maliye politikası uygulamalarını tavsiye ediyor. Hatta Avrupalı liderlerin martta imzaladıkları mali anlaşmayı yırtıp atmalarını, enflasyondan korkmak yerine, Avrupa halklarını düşünmeleri gerektiğini ileri sürüyor. Çünkü ekonomik bunalımda işsiz kalanların intihara yöneldiğini, alınan kemerleri sıkma kararlarının da Avrupa'nın ekonomik intiharı olacağını söylüyor.
Gelelim İspanya ekonomisinin batışı tartışılırken İspanya kralının yaptıklarına... Ülkesinde genç işsizlik oranı yüzde 50'yi aşmışken, İspanya Kralı Juan Carlos, bir Afrika ülkesi olan Botswana'da fil avına çıkıyor. Ülkesinde işsiz gençler intihar ederken 90 bin euro verip Kral elinde tüfekle, doğal parkta yaşayan kendini savunamayan zavallı filleri avlıyor.
İşte size Batı uygarlığının öteki yüzü... Bu sert yüzünde ne insanın ne de hayvanın hayatı önemli onlar için. Kendi ülkelerindeki krizde parasızlıktan insanlar intihar ederken, onlar para verip hayvanları zevk için öldürüyorlar. Sokaktaki insan ekonomik krizlerle, doğadaki hayvanlar da safarilerle avlanıyor.