Eski Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu mali yardım istemek için Paris'e gittiğinde, Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy tarafından yardım karşılığında Fransa'dan silah satın alması için adeta tehdit ediliyor. Sarkozy açıkça, "bizim ürettiğimiz savaş gemilerimizi satın alın sizi kurtaralım" diyor. Bu baskıya karşı koyamayan Papandreu, Fransa'dan altı firkateyn, 15 tane Super Puma arama-kurtarma helikopteri ve 40 Rafale savaş uçağı almayı kabul ediyor.
Paris'in ardından, yine mali yardım almak için Berlin'e geçen Papandreu bu defa Almanya Başbakanı Angela Merkel tarafından sıkıştırılıyor. Elektrik ve mazotla çalışan Thyssen Krupp denizaltılarının alımı için baskı yapılıyor. Sonuçta Yunanistan'ın kurtarma yardımı alabilmek için satın almak zorunda kaldığı silahların tutarı 9 milyar doları buluyor.
Peki bu silah alımları ne zaman yapılıyor? IMF anlaşmasına, "silah harcamalarını azaltın" koşulu konulmasından sonra yapılıyor. Böylece kamu maliyesi çöken Yunanistan, "mali disiplin uygulayıp yardım alacağım" derken, adeta rüşvet vererek kamu harcamalarını çoğaltıyor." Bütün bu skandal bilgileri de Avrupa Savunma Ajansı eski başkanı Nick Witney veriyor.
Yunanistan mali yardım alabilmek için silah alımına zorlanıyor. Yunanistan'ı kurtarıyoruz derlerken, aslında Fransa ve Almanya'nın silahçıları ihya oluyor. Zaten bu iki ülke dünya silah ihracatında önemli bir paya sahip. 2010'da 410 milyar dolar olan dünya silah ihracatının yüzde 10.6'sını Almanya, yüzde 7.1'ini Fransa yapıyor. Böylece bu iki ülkenin silah ihracatı toplamı 2010'da 73.5 milyar dolara ulaşıyor. Peki Yunanistan kime karşı silahlanıyor? Türkiye'ye karşı! Peki yıllardır Türkiye savaş gemilerini, uçaklarını en çok kime karşı alıyor, kalabalık orduyu ve Ege Ordu Komutanlığı'nı kime karşı bulunduruyor?
Yunanistan'a karşı. Nitekim Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün yeni yayınlanan 2011 raporuna göre, 2006-2010 arasında Almanya'nın ürettiği silahların yüzde 15'ini Yunanistan, yüzde 10'unu Türkiye satın alıyor. Fransa'nın ürettiği silahların da yüzde 10'unu yine Yunanistan alıyor. Bizim Fransa ile aramız pek iyi olmadığı için ondan silah alımlarımız az. Dolayısıyla sadece Yunanistan'ın Almanya ve Fransa'dan son dört yılda 39 milyar dolarlık silah ithalatı yaptığı ortaya çıkıyor.
Anlayacağınız, mali kriz yaşayan Avrupa'da, Alman Birliği'ni sağlayan devlet adamı Bismark'ın gölgesi olarak dolaştığı ileri sürülen Angela Merkel ve Fransa'nın başkanı Nicolas Sarkozy ülkelere baskı yaparak silah satıyorlar. Adeta rüşvet alıp mali yardım taahhüt ediyorlar.
Bugün Brüksel'de başlayacak Avrupa Para Bölgesi liderler toplantısına bir de bu yönüyle bakmalı. Çünkü kurtarma operasyonu adı altında aslında Almanya ve Fransa gibi silah satıcısı Avrupa'nın zengin ülkeleri kendi ekonomilerini kurtarıyorlar. Nasıl mı?
Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nda toplanacak paralar, çıkarılacak tahviller kurtarma adı altında battığı söylenen ülkelere verilip geri alınacak. Bu işten yine Almanya ve Fransa kârlı çıkacak, onların ekonomileri güçlenecek. Ama tabii bu söylenmeyecek. "Piyasaların beklentileri karşılandı ya da karşılanmadı" laflarıyla gerçek gene gizlenecek.
Halbuki Yunanistan bu silahlanma işinden vazgeçmediği takdirde krizlere girmeye devam edecek. Yunanistan bizim ekonomimiz için bir tehdit olmayı sürdürecek. Çünkü onlar aldıkça bizdeki silahçıların da eli güçleniyor, verimli yatırımlara ve işsizliğin azaltılmasına, halkın refahına harcanabilecek olan parayı biz de mecburen silaha harcıyoruz.